istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Nezih Demirkent
Yazarlar // 11 Şubat 2016 Perşembe 00:00

Ragıp GÖKER

‘’Para kazanılır ama prestij asla’’ demişti.
Gazete patronuydu ama hiçbir vakit çok parası olmadı Nezih Demirkent’in.
Para kazanmak için gazete sahibi olanlardan değildi yani.
Hürriyet’ten ayrılırken Erol Simavi’den, tazminatı için çuvalla para alacakken o ’’Bana bir gazete ver‘’ demişti.
Bir bulvar gazetesi Dünya’yı, günümüzün en güçlü ekonomi gazetesi yaparken çok çile çektiğini bilirim.
Nezih Bey bütün o sıkıntılı günleri çok çalışarak aşmasını bilmişti.
Gazetesini Narlıbahçe sokaktaki köhne binadan, Matbaacılar Sitesindeki ‘plazaya’ taşımak her babayiğidin harcı olmasa gerek.
Bu durum, bu büyük başarıya hiç ihale falan takip etmeden ulaşan Nezih Beyin, ne kadar çalışkan biri olduğunu anlamaya yeter sanırım.
Nezih Beyi kaybedeli 15 yıl olmuş.
Vefatından birkaç gün önce Samsun’daydı.
Büyük oteldeki konferansı sırasında çok yorgun olduğunu fark etmiştik.
Ayakta zor duruyordu ama Samsun’dan sonra Karaman’a gitmiş, döndüğü günün ertesinde de kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti.
Samsun’dayken Orhan Cazgır ‘’Abi yorgun görünüyorsun, gitmesen iyi olur’’ demişti ama o Karaman’da kendisini okurlarının beklediğini bildiği için, evladı gibi sevdiği Orhan Cazgır’ı bile dinlememişti.
Bir Anadolu Sevdalısıydı Nezih Bey.
Samsun’u da ayrı severdi sanki.
Üniversitemizin kurucuları arasındadır.
Bugün 40 bine yakın gencimizin öğrenim gördüğü ve 4 bin personelin çalıştığı ülkemizin prestijli üniversitelerinden sayılan 19 Mayıs adlı bir üniversite varsa, onun temelinde Rahmetli Nezih Bey ve Hürriyet’in sahipleri olan Simavi ailesinin de harcı vardır.
Bir medya patronu olarak sadece gazetecilik yapmayı düşündü Nezih Bey.
Günümüzde birçok gazete patronu için yapılan ihale ve iş takipçiliği gibi suçlamaların yapılacağı konulardan hep uzak durdu.
Dünya’nın Narlıbahçe sokaktaki köhne binada başlayan serüveninde Dünya’yı sektörel dergilerle birlikte bir medya devine dönüştürmüştü.
Dünya Gurubu Yabancı yayınların yanı sıra yabancı dil eğitimi alan öğrenciler için ders kitaplarının da ülke genelinde dağıtımını yapıyordu.
Şimdilerde birçok ders kitabını devlet bedava dağıtıyor ama o yıllarda okutulacak kitapların seçimi için kıyasıya bir rekabet yaşanıyordu.
Nasıl bir rekabet ortamı olduğunu merak ederseniz, basit bi örnekle durumu anlatayım.
Seçici kişi bir bayansa mesela, pazarlamacı, o öğretmenin hangi kuaföre gittiğini bilmek zorundaydı.
O derece yani.
Biz çalışanlarını o ortamdan hep uzak tutmuştur.
Çünkü ‘’Para kazanılır ama prestij asla’’ demişti bir kere.
Günümüzde bir yerel gazeteyi bile yaşatmanın çok zor olduğunu biliyorum.
O’nun büyük mirası olan Dünya, halen ülkemizdeki en prestijli ekonomi gazete olarak yaşamını sürdürüyorsa, bu Nezih Beyin sağladığı o prestij sayesindedir.
Bugün vefatının 15. yılında Dünyalı’ların yanı sıra TGC’nın de bir törenle anacağı Nezih Demirkent, çok az sayıda gazete patronun sahip olacağı biçimde saygı duyulan bir gazeteci olarak yaşadı ve öyle de öldü.