Salgın varmış da o nedenle 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları yüksek katılımlı yapılmayacakmış, sadece bazı yerlerde çelenk bırakılacakmış. Bu salgın sadece 30 Ağustos gibi milli Bayramların kutlanmasında mı var?
Okçular Vakfı’nın etkinliğinde yok, spor müsabakalarında yok, Ayasofya’nın Cami’ye dönüştürülmesinde yok, o açılış için Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gidenlerin döndüklerinde hastalığı memleketlerine taşımalarında yok yasak da 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında var öyle mi?
Bu iş bana temelinden yanlış geliyor. Çünkü benim atalarım 30 Ağustos Zaferini kazanmak için kan akıtırken kimseye sormamışlardı. O Ataların torunu olarak ben de 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlamak için kimseden izin almayacağım. Maskemi takacak, dezenfektan ilaçlarımı ellerime sürecek, dalgalanan şanlı Türk Bayrağı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün önünde saygı duruşlunda bulunacağım. Kurucusunun önünde, bayrağının önünde saygıda kusur etmek istemeyen birisine herhalde kolluk kuvvetleri müdahale etmezler. Edenlerin de kanından şüphe duyarım.
Hem Türk Vatandaşları 30 Ağustos savaşını kazanırken ve bunu Bayram ilan ederken birilerinden izin mi aldı ki, şimdi kutlamak için birilerinden izin mi alacak? Ben istersem olur, istemezsem olmaz mantığı çok yanlıştır ve sonucu ağır olur. Türkiye’de vatandaşların istediği olur. Vatandaşların isteğini yok hükmünde sayanları da vatandaş yeri ve zamanı geldiğinde yok hükmünde sayarlar.
İktidarın kutlama yasağı getirmesinin altındaki asıl korku virüsün yayılması değildir. Asıl korku, meydanlarda yapılacak kutlamalarla insanlara Atatürk sevgisinin daha çok bulaşması gerçeğidir.
DOĞALGAZ NE OLDU?
İktidarın geldiği günden beri yaptığı en iyi ve başarılı iş gündem değiştirmektir. Vatandaş bir yere odaklanınca hemen başka bir konu ortaya atılıyor. Son günlerde olduğu gibi, örneğin denilerimizde doğalgaz bulunmuş da petrol bulunmuş da çok zengin olacakmışız çok. Bu işleri bırakın, artık vatandaş yemiyor, yandaşlar da yemiyor ancak yemiş görünüyorlar.
Bulduk denilen doğalgaz yok oldu, bulduk denilen petrol yok oldu, neyi buluyorsak yok oluyor.
Karadeniz’de bırakın petrol ve doğalgazı balık bile yok oluyor, ne mezgit, ne tekir ve barbunya var, palamut bile kuyruğu bir salladı sonra kayıplara karıştı.
Önce balık yesek de sonra petrole takılsak ha. Çünkü o petrol ve doğalgazı İktidar son on yıldır, başı her sıkıştığında buluyor ancak sonra yani vatandaşın gazı alındığında kayboluyor.
GÜNÜN SÖZÜ
Aşılmasına imkân olmayan hiçbir duvar yoktur. (ÇEHOV)