“Bizi seven arkadaşlarımız ve halkımızdan aday olmam konusunda yoğun baskı oldu. Beni sevdikleri için vekil olmamı istediler. Hepsine teşekkür ediyorum.
Üç aydır çevremizde bu konu tartışıldı. Herkesi dinledim.
Yaptığım değerlendirmede her yere talip olmak, en iyi ve akıllı adam kendini görmek benlik egosunu artırıyor.
Ben bir başlangıç yapayım. Belki başkalarına da örnek olurum düşüncesiyle aday olmaktan vazgeçtim.
Bana gösterilen ilgi ve alakaya teşekkür ediyorum.”
Bir önceki dönemde İlkadım Belediyesi Başkanlığı’na MHP’den seçilen Necattin Demirtaş bu açıklamayı sosyal medya üzerinden yaptı.
Yaptı ve dediği gibi de gerçekten örnek oldu.
Türkiye’de politikanın “Ben” eksenli yapıldığı ve kişilerin neredeyse mahalle muhtarlığı seçimine bile girmeyi arzuladıkları dönemde Necattin Demirtaş’ın aldığı bu kararı ayakta alkışlıyorum.
Demirtaş bu hareketiyle önümüzdeki yerel yönetim seçimlerine de kocaman bir adaylık girişini sanırım daha şimdiden yapmış oldu.
Hakkında hayırlı olsun…
Peki dört yıl sonra belediye başkanlığına aday olursa veya partisi tarafından aday gösterilirse ne olur, seçimi kazanabilir mi?
Daha çok var o günlere, köprülerin altından çok sular akacak.
Ancak bana göre yapması gereken çok basit.
Neden ve nasıl kaybettiğini, hangi hataları yaptığını bu günlerden araştırır ve tekrar etmezse sanırım kazanmaması için bir neden yoktur…
ŞİMDİ NE YAPACAKLAR?
Samsun’da üç dönem milletvekilliği yaptığı için AK Parti’den tüzük gereği aday adayı gösterilemeyecek ve bu nedenle aday olamayacak ve seçilemeyecek mevcut vekiller ne olacak?
Kendilerine herhangi bir görev verilecek mi verilecekse eğer bu görev ne olacak?
Bu konuda Samsun’da toto oynanıyor.
Suat Kılıç, Mustafa Demir, Cemal Yılmaz Demir, Ahmet Yeni önümüzdeki dönem milletvekili değiller bu gidişle.
Suat Kılıç’ın mesleği var.
Avukatlık da yapabilir gazetecilik de.
Mustafa Demir emekli bankacı, parasal işler tutabilir kendisine.
Ahmet Yeni para piyasalarının ta göbeğinde idi, şimdi de oralara doğru yelken açarsa kimse şaşırmasın. TMSF’de kendisine bir görev verilirse de şaşırmam.
Geriye Cemal Yılmaz Demir kalıyor.
Cemal Yılmaz Demir ne yapacak?
Duyduğuma göre AK Saray’da odası hazırlanmış bile.
Cumhurbaşkanlığı adına çalışacakmış.
Filistin konusunda uzmandır kendisi.
Çünkü 12 seneden beri galiba Samsun’dan daha çok Filistin için çalışmalar yapmıştır.
Ne yapsın, partisi o görevi vermiştir zahir kendisine.
Bunlar benim düşüncelerim değil ha, sakın yanlış anlaşılmaya.
Adı gecen bu dört sayın vekille hiçbir husumetim falan yoktur ve aslına bakarsanız kendilerini severim de.
Bunu en yakından bilen de Cemal Yılmaz Demir’dir…
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Bazı gazeteci arkadaşlara uyarı yapmak istiyorum, haberlerini yazarken dikkatli olmaları için.
İşte eski ve yeni unvanlardan bazıları:
Hırsız: Kaynak arayışı içinde olan girişimci vatandaş.
Hortumcu: Hortumun emiş özelliğini parasal alana uygulayan buluş adamı.
Rüşvetçi: Benim memurum işini bilir felsefesinin masum müridi.
Sahtekar: Bir şeyin aynısını yapma derdindeki yaratıcı insan.
Kalpazan: Merkez Bankası fahri çalışanı.
Tecavüzcü: Güzellikler karşısında çaresiz kalan yiğit.
Holigan: Döner bıçakla gezen spor düşkünü.
Kapkaççı: Var oluşunu sınırlar ötesinde arayan macera tutkunu gezgin.
Kapkaççı: Kadınların çantasında ne olduğunu çok merak eden macera tutkunu kişilik.
Uyuşturucu satıcısı: Mutluluk peşindeki insanları hatır için madde bağımlısı yapan dost.
Kadın satıcısı: Dostlarını birbiriyle tanıştırıp yüzdesini alan güzel huylu insan.
Kiralık katil: Para ile kişiliğini satmayan mütevazı yaratık.
Yankesici: Cebimizdekilere ilgi ve tutkuyla yandan yaklaşan muzip.
Dolandırıcı: Saf vatandaşlara şaka yapan komik ruhlu masum.
Mafya: Yasaların olmadığı bir toplumda işlerin daha kolay yürüdüğünü ispata yönelik özel kuruluş.
Sömürücü: İşçiye iş verip para vermeyen güzel müteşebbis…
Aman ha arkadaşlar, yazarken dikkat edin.
Bu yazılanları da şaka falan sanmayın.
Hele bir dikkat etmeyin o zaman görürsünüz Hanya’yı…
Konya’yı görebilir misiniz onu da bilmem tabi.
GÜNÜN SÖZÜ