Hayret bişey!
Deplasmanlara giden bizim seyirci sahamızdaki maçlara gelmiyor.
Şaşılacak bir durum.
Ama protokol tribünü dolu maşallah!
Ne de olsa bedava.
Vali ve belediye başkanları gibi protokolün asli üyelerine bir söz söylemem de yönetimler değiştiğinde o tribünün müdavimleri de değişiyor.
Ve fakat
Samsunspor’a şampiyonluklar yaşatmış Mehmet Babalık gibi emektarlara o tribünde yer bulunamıyor.
Ama her nedense yönetici yakınları o koltuklara kuruluyor.
Ve ben buna ifrit oluyorum arkadaş.
Maça gelmeyenler üzülmüştür.
Üzülmelidirler de bence.
İyi bir oyun oldu.
Özellikle maçın ilk yarısı keyif verdi.
Bu yarı da üç pozisyonumuz vardı, anca biri gol oldu.
Kayserispor’da ilk yarıda iki pozisyon buldu ama dün Soner’in maşallahı vardı.
İlk yarının son dakikalarında gelen gol bizim takımın direncini de arttırdı.
Kayerispor’un ikinci yarıda çok adamla üzerimize gelmesi beklenen bir durumdu.
Ama Soner’den başlayarak, Sezer Öztürk, Fatih Kılıçkaya ve beklerimiz Ahmet Burak Solakel ve Murat Akyüz, yani savumacılarımız neredeyse hatasız oynadılar.
Hasan Kılıç ve Taha Yalçıner yine takımı için her şeyini ortaya koyan iki oyuncu olarak takımın orta alandaki direnme gücünü sağlayan oyuncularımızdı.
Galin İvanov’u bu maçta biraz etkisiz görmek beni hayal kırıklığına uğrattı ama asıl şaşkınlığım Eren Tozlu’nun güçsüz hallerinedir.
Maçın ikinci ayrısında Kayseri takımı çok üstümüze geldi, bu durumda bizim takım da fazlaca geriye yaslandı. Recep Niyaz’ın oyuna girmesiyle orta alan direncimiz biraz artmış oldu ve nitekim ikinci golümüz de onun taşıdığı topun sonucunda oluşan kornerden geldi.
Sonuç bizim açımızdan süper oldu.
Bu sonucun en önemli nedeni takımın ’’Sahamızda kazanamıyoruz’’ psikozundan da kurtulmasıdır.
Tünelin ucundaki ışığı gördük.
Takım yeter ki böyle yürekten oynasın.
Bu yol Süper Lig’e çıkar.
Aman nazar değmesin.