Korona günlerinin en fedakar çalışanları, doktorundan hemşiresine ve dahi hasta bakıcısına kadar bütün sağlık çalışanlarımızdı.
Büyük bir dekarlık örneği gösterdiler.
Ölümü göze alarak görev yaptı hepsi.
Hayatlarını kaybedenler bile oldu.
“Minnettarız” dedik bu nedenle milletçe.
Balkonlarımızdan alkış tutarak minnetimizi bile dile getirdik.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, günlük verileri açıkladığı bir basın toplantısı sırasında gelen bir soruyu cevaplarken, sağlık personelinin fedakarlığını anlatamaya çalıştığı sırada, hayatlarını kaybedenlerin olduğunu söylerken gözyaşlarını tutamıyordu.
Bakanın gözyaşlarının yanaklarından süzüldüğünü gördüğümüzde, millet olarak “Haklarını nasıl öderiz” diye düşündük.
Hükümet de böyle düşünmüş olmalı ki, Cumhurbaşkanı bile eşiyle birlikte balkonlarımızdan yaptığımız alkışlı teşekküre eşlik ediyordu.
Ve hatta, bu büyük fedakarlığın ödüllendirileceği bile duyuruldu.
Pandemi de görev yapan personele ikramiye verildi biliyorsunuz.
Ve fakat.
Pandemi de görev yapmalarına rağmen bazı personelin ücreti alamadıklarına dair şikayetler biz de sıkça gelmeye başlamışken, Samsun Gazi Devlet Hastanesinde
bir yakınımın ürolojik tedavisisi için gerekli ultrasonografiyi çektirmek için sıra beklerken, bir gurup personelin kendi aralarında yaptıkları konuşmaya kulak misafiri oldum.
Bir personel, “Falancaya vermişler ama ben alamadım” diye dert yanıyordu ki, o sırada yanlarından geçmekte olan bir personele “Bu nasıl oluyor?” diye soruyorlardı.
Sendikanın işyeri temsilcisi olduğunu tahmin ettiğim o çalışan, bir hata varsa, o hatanın düzeltileceğini söylediği arkadaşlarını ikna ermek için yaptığı konuşmayı “Para pandemide çalışanlara verilecekti, bilerek yapılan bir hata varsa ortalığı yakarım” dedikten sonra oradan ayrılınca, o çalışanlar kendi aralarında konuşmaya devam ederlerken, bir çalışan diğerine “Ben bir ay boyunca açıl serviste çalıştım, acile gelenler arasında koronalılar da vardı” diyordu.
Pandemi ikramiyesinin dağıtılması sırasında hata yapıldığına dair haberler, gazetelere ve TV bültenlerinde de yer aldı biliyorsunuz.
İstanbul’daki bir hastane önünde durumu protesto eden bir gurup sağlık çalışanı “Minnettarız dediniz ama çabuk unuttunuz” diye slogan atıyorlardı.
Pandemi ikramiyesi adı altında verilen ücret, sağlık personelinin fedakarlığını elbette karşılamaz.
Ki; sağlıkçılarımızın bu hizmeti karşılık beklemeden yaptıklarına da inanıyorum ama ödüllendirileceklerse de, çalışanlar arasında ayırım yapılamaması da gerekir diye düşünüyorum.
Gazi Devlet Hastanesinde böyle bir sorun yaşanırken Samsun’daki diğer kamu hastanelerinde çalışan ve pandemide görev yapan personele döner sermaye üzerinden ikramiye demeleri yapıldığını da öğrendik.
Amacım, Gazi Devlet Hastanesi yönetimini suçlamak değil asla.
Ancak bir sorun yaşandığı da anlaşılıyor.
Sorunun nedeni kanımca şudur:
Sağlık Bakanlığının, personele yapılacak pandemi ödemelerini, hastane yönetiminin inisiyatifine bırakmasıdır.
Kamunda sınırı belirlenmeyen yetkilerin kullanılması sırasında yöneticilerin yaşadıkları sorunları da biliyoruz.
Bakanlık, madem bir ödül dağıtmaya karar vermiş.
İyi de yapmış.
Ancak bu ödül, pandemi hastenesi olarak belirlenen hastenelerdeki bütün çalışanlara ayırım yapılmadan dağıtılmalıydı.
Doktoru risk altında kabul ederken, hasta bakıcıların veya değer görevlilerin risk almadıklarını söylemek doğru olmaz .
Elbette, bir servis çalışanına da, doktorlara yapılan ödeme gibi para verilmesini istemez kimse.