“Hatıran yeter” diye şarkılar söyledik tribünlerinde.
Bir neslin anılarını saklıyordu çünkü 19 Mayıs.
Yıkılmasın istedik bu nedenle.
Ve fakat.
Şu gözünü rant bürümüşler dinlemedi bizi.
Yıktılar 19 Mayıs’ı.
Tribünleri ve çimleriyle birlikte bir neslin anılarını da gömdüler toprağa.
Adına “Yeni 19 Mayıs” dedikleri yeni stadı da fabrika bacalarının ve kömür depolarının gölgesine kurdular.
Çuvalla para akıtarak üstelik.
Hatıralarımızın gömüldüğü 19 Mayıs’ın yerine de Milet Bahçesi yaptılar.
Değdi mi.
Ben şimdi “Buna değmezdi” desem, inanmayacak bir çok insan ama Süper Lig’e adım adım yürüyen Samsunspor, yarın birgün Avrupa kupalarında oynamak durumunda kalırsa.
Ki;
Bu olacak inşallah.
Çünkü Yüksel Yıldırım iki yıl içinde 150 milyon lirayı ve daha da hacayacağını bildiğimiz milyon dolarları bunun için akıtıyor.
Avrupa’da da fırtına gibi esecek Samsunspor.
UEFA, “Sporcu bedenlerinin kömür tozu solumasına izin veremeyiz” der ve bu nedenle çuvalla para döktüğümüz stadyumda yaşayamazsak o coşkuyu.
Kim verecek bunun hesabını.
O stadı oraya yaptıran Suat Kılıç mı yoksa, “Gel buraya yap” diyen zamanın Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz mı..
Suat Kılıç, bir siyaset eskisidir artık
Siyaset eskilerinden kim hesap sormuş ki bu güne kadar.
Sorulmayacak elbette.
Yusuf Ziya Yılmaz’da bu şehre “Ben yaparım olur” anlayışını yerleştirmiş bir siyasetçidir.
Onun sebep olduğu çetrefilli işler mahkemeleri meşgul ediyor hala.
Büyükşehir koltuğunu, tepeden gelen “Senin için buraya kadar” denilen bir talimatla kaybetmiş olsa da, Milletvekilidir artık Yusuf Bey.
Benzer kaderi paylaştığı bir çok siyasetçi kenara köşeye atılmışken, Yusuf Ziya Yılmaz ise Milletvekili yapılarak bir anlamda ödüllendirilmiştir.
Bu nedenle o da hesap vermeyecek yani.
Önceleri “Samsun Arena” adı verilen ancak, Samsun kamuoyunun baskısıyla “Yeni 19 Mayıs” adını alan stadyum fabrika bacalarının gölgesindeki Tekkeköy’de yaptırılmayıp, eski yerine, yani birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı gerçekleştirilen Millet Bahçesinin kurulduğu o alanda yaptırılsa fena mı olurdu.
Olmadı.
Samsun’da adına “Millet Bahçesi” denilen parkın yapılacağı başka alan mı yoktu.
Kurupelit’ten başlayarak, Bandırma Vapuru’nun kurulu olduğu Doğu Parka kadar olan yerden daha iyi Millet Bahçesi mi olur.
19 Mayıs’ın yıkıldığı yerde yaptırılan Milet Bahçesine de çuval dolusu harcanmış hani.
31 Milyon 253 bin lira.
İyi para.
“Haram, zehir-zıkkım olsun” demem elbette.
Bir emek harcanmış yine de.
Ama buna karşın.
Gönülden “Helal olsun” da, diyemiyorum ne yazık ki.
Gönlüm kırık zira.
***
Dostları yolcu ederken
“Samsunspor’un gülen yüzü” olarak anılıyordu Tarık Kaptan.
Sahiden de, 40 yılı aşkın tanışıklığımız boyunca yüzünün hiç asıldığını görmemiştim.
Samsunspor’un iyi günlerinde de, kötü günlerinde de yönetici olarak görev yapmıştı.
Hayri Kol, “Tarık Kaptan’ı da kaybettik” dediğinde, gözümün önüne o gülen yüzü düştü.
Eminim, benim gibi herkes onu gülen yüzüyle hatırlayacaktır.
Tarık Kaptan için bunları yazarken, bir başka kadim dostum Aybars Turan’ın da, sonsuzluğa göç ettiğini öğrendim.
Son yıllarında çileli bir yaşamı oldu Aybars Turan’ın.
Acıları, kefareti olur İnşallah.
Yıldızlar yorganınız olsun dostlar.
Işıklarda uyumanız dileğiyle.