Yazarlar // 22 Haziran 2016 Çarşamba 00:00
Ragıp GÖKER
Devlet Bahçeli’nin inadı nedeniyle Tüzük Kurultayını mahkeme kararıyla çağrı heyeti gözetiminde yapmak zorunda kalan MHP’yi yine sancılı günler bekliyor.
Zira Tüzük Kurultayında bir madde yerine, 13 maddenin değiştirilmesi bahane edilerek, o tüzük kurultayının geçersiz sayılması için MHP’nin yine mahkemelik olması bekleniyor.
Köklü siyasi geçmişi olan MHP’nin düştüğü hallere bak.
Bu inat niye?
Bahçeli ‘’Bu oyunu bozacağız’’ iddiasıyla partisini kurultaya götürmek istemedi.
Her yolu tıkadı.
Bu ülkede bir parti kurultayına ilk defa noter çağrıldı ve noter onayı ile 654 delegenin kurultaya katıldığı tespit edildi.
Bu aslında şu anlama geliyor?
Şu an için Bahçeli‘nin gidişi kesinleşmiştir.
Devlet Bahçeli, farkında mı bilmem ama o koltuk artık o’na ait değildir.
Direnmesine rağmen partisi mahkeme kararıyla kurultay yapmış bir partinin Genel Başkanı, koltuğunu daha ne kadar süreyle koruyabilir.
MHP’liler ve MHP’ye gönül verenler artık bu kurultay tartışmalarından kurtulmalıdır.
Delegeler de, MHP’ye kim iktidar vaat ediyor O’nu lider yapmalıdır.
Devlet Bahçeli Genel Başkanlık yarışına girecek mi bilmem ama şu an için halkın gözünde de o yarışı kaybetmiş biridir artık.
MHP şu haliyle topluma bir mesaj veremiyor zira.
Yeni bir söylemi yok.
Terörü lanetlemek, terörle mücadele konusunda hükümete destek vermekten öte memleket meselelerine çözüm getirmekten gittikçe uzaklaşan MHP, ayakta kalma umudunu şehit cenazelerine bağlamış bir görüntü veriyor.
Terörle mücadele konusunda AK Partinin de halkı etkileyebilecek söylemleri var.
İnsanlar da haklı olarak, ‘’Seçmen, Ak Parti varken, neden MHP’yi seçsin’’ diye soruyor.
Bu nedenle MHP’nin yeni bir dil geliştirmesi gerekiyor.
Adaylardan Sinan Oğan, Ümit Özdağ ve Koray Aydın, partiyi içine düştüğü bu durumdan kurtarabilir mi?
Süreçte verdikleri mesajların bende uyandırdığı intiba, bu üç adayın da yeni bir siyaset dili geliştiremeyeceği şeklindedir.
Ama Meral Akşener, farklı şeyler söylüyor.
Süreci de, delegeleri etkilemek üzerine kurmadı.
O daha çok halka dokunmayı seçti.
Kurultay sürecini bu strateji üzerinden yürüten Akşener, heyecan yaratmayı da başarmıştır.
Ve fakat.
MHP’nin delegeleri, Meral Hanımın seçmen üzerindeki etkisine ne tepki verecek.
Daha doğrusu Meral Akşener dışındaki üç aday, Bahçeli’ye karşı başlatılan bu hareketi, Meral Hanım’ın önünü kesmek için Bahçeli lehine desteğe dönüştürürler mi?
Şu an için üç aday da kamuoyu nezdinde Meral Hanıma karşı yarışı kaybetmiştir.
Delege nezdinde de kaybedeceklerini anladıkları anda, Bahçeliye karşı birlikte başlatılan bu hareketin ‘‘Akşener’e kaybetmektense Bahçeliye karşı kaybetmek daha doğru olur’’ anlayışına evrimle ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekir.
Akşener’in önünü kesmek adına yapılacak bütün girişimlerin MHP’ye bir fayda sağlamayacağı gibi partide işleyişi yine ‘eski tas, eski hamam’ gibi bir duruma dönüştürür.
Kaybeden yine MHP ve MHP’liler olur yani.