limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Mesele İnsan Olabilmekte
Yazarlar // 17 Haziran 2015 Çarşamba 00:00

İsmail BAŞARAN

Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama küçük bir dükkân için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Hem de güçlükle… Adam ona bir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti. Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkandan dışarı fırlayıp:
- Küçük diye seslendi. Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika.
Çocuk, ona dönerek:
- Gerçekten çok güzeller diye tebessüm etti. Ama benim bir bacağım doğuştan eksik.
- Bence önemli değil diye, atıldı adam. Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki. Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı ya da vicdanı.
Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:
- Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi.
Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:
- Anlayamadım dedi. Neden öyle olsun ki?
- Çok basit dedi, adam. Eğer yoksa cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükâfat görecekler...
Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek:
- Baktığın ayakkabı, sana yakışır!. dedi. Denemek ister misin?
Çocuk, başını yanlara sallayıp:
- Üzerinde 30 lira yazıyor, dedi. Almam mümkün değil ki.
İndirim sezonunu, senin için biraz öne alırım dedi adam. Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder. Çocuk biraz düşünüp:
Ayakkabının diğer teki işe yaramaz dedi. Onu kim alacak ki?
- Amma yaptın ha diye güldü adam. Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım.
Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek:
- Üstelik de öğrencisin değil mi? diye sordu.
- İkiye gidiyorum diye atıldı çocuk. Üçe geçtim sayılır.
- Tamam, işte dedi adam. 5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti.
Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkâna girdi. İçerdeki raflar, onun beğendiği modelin aynısıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek;
- Benim satış işlemim bitti dedi… Sen de bana, bunu satsan memnun olurum.
- Şaka mı yapıyorsunuz diye kekeledi çocuk. Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?
- Sen çok cahil kalmışsın be arkadaş dedi, adam. Antika eşyalardan haberin yok her halde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30- 40 lira eder.
Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları, üzerinden atabilmiş değildi. Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kağıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek:
- Bana göre 20 lira yeterli dedi. İndirim mevsimini başlattınız ya.
Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu.
Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı. Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:
- Babam haklıymış dedi. 'Sakat olduğum için, üzülmeme hiç gerek yok' demişti…

MİLLET NEREYE ÇÖZÜNDÜRECEK
Samsun Büyükşehir Belediyesi Hafif Raylı Sistem’in son durağında bir yerleşim bölgesi oluşturdu.
Çünkü ilçelere minibüsler buradan kalkıyor.
Gelecek olanlar orada otobüs veya minibüslerinin kalkmasını bekleyecekler.
Beklerken de ihtiyaçları olduğunda tuvaletlere çözündürecekler.
Çözündürecekler de maalesef bu işlemi kimse beceremiyor.
Bu kadar millete ne oldu ki diye sorarsanız cevabı basit.
Millete değil Büyükşehir Belediyesine olmuş olan.
Bekleme salonunun veya binasının içindeki tuvaletler bir aylık süredir çalışmıyor.
Neden?
Oradaki işlem bundan böyle paralı olacakmış da o nedenle sistem değiştiriliyormuş.
Yahu böyle bir yerde bir tuvaletin düzenlenmesi bir ay sürer mi?
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz bir ara o bölgeye uğrar ve milletin nereye çözündüreceğini sorabilir mi?
Koca Başkan bu işle mi uğraşacak diye sorarsanız eğer cevabı basit.
Çünkü millet yani çözündürmek ihtiyacı duyanlar O’nun hatırını soruyorlar da…

GÜNÜN SÖZÜ
Yıldızlara bakan adam, yoldaki çamur birikintilerinin içine girmeye mahkûmdur. Alexander Smith