Kısa adı LÖSEV olan Lösemili Çocuklar Vakfı'ndan, bir hafta sonra kutlayacağımız mübarek kurban bayramı öncesi, “ÜSTÜN HOCA ANLATIYOR; “BAĞIŞLARINIZ NASIL CAN VERİYOR?” başlığıyla bağışlarınızı talep eden önemli mesaj var.
Onkoloji hastanelerine hiç yolunuz düştü mü bilmiyorum.
''Allah düşürmesin'' derim elbette.
Ve fakat.
O gibi yerleri görmeden de yaşamın değerini anlamak pek o kadar olmuyor.
Babamın birkaç yıl önce aldığı radyoterapi (ışın) tedavisi nedeniyle onkoloji hastanesine yolum düşmüştü ilk defa.
Daha önce de hasta ziyaretleri nedeniyle onkoloji hastanesine gitmişliğim olmuştu ancak, o illetle mücadele edenlerin yaşam öykülerine ait detayları, hasta ziyaretleri sırasında anlayamıyor insan.
Aradan en az üç yıl geçmiş olmasına rağmen onkoloji hastanesinde tedavisi sürenlerin yaşam öykülerinden derlediklerim, henüz zihnimden silinmemişken, geçenlerde yolumun düştüğü ÖMÜ Tıp Fakültesinin Çocuk Hastanesindeki günübirlik tedavi bölümünün de yer aldığı lösemili çocuklar ünitesinde gördüklerimin beni daha da derinden etkilediğini söylemek isterim.
Minik bedenler, hayata tutunmak adına büyük bir mücadele veriyor.
Ve özellikle o bebelerin ana ve babalarının insan üstü çabaları ile büyük fedakarlıklarını görmeden, sağlıklı bir şekilde nefes almanın kıymetini anlayamayız diye düşünüyorum.
Daha dün yazdığım SMA hastası çocukların dramına dair o yazının mürekkebi bile kurumamışken LÖSEV'den gelen mesaj, lösemili çocukların yaşama tutunma mücadelelerine katkı sunmak adına bana da bir fırsat tanıdı.
Tatlı bir tesadüftü belki bu durum ama İyi ki de öyle olmuş.
Lösemili çocukların hayata tutunmaları adına gönüllü çaba gösterenlerle ilgili ilk detaylı bilgiyi LÖSAM'ın Samsun gönüllülerinden olan Birsen Yörük Çalışkan'dan dinlemiştim.
Çok etkileyici bir hikayeydi.
Kendisi de kanseri yenmiş biri olarak Birsen Hanımın, hasta çocuklar üzerine nasıl titrediğini, kişisel paylaşım sitesindeki paylaşımlarda da görüyorum.
Paylaşımlar sırasında bir çocuğu kaybettiğindeki üzüntüsüyle üzülüyor,, bir yavrucağın o illeti yendiğindeki sevinç çığlıklarını da onunla birlikte atıyor gibi oluyorum.ben de.
LÖSAM, Atakum'da kiraladığı bir binada hastanelerde tedavi gören hasta yakınlarının barınmalarını sağlıyormuş.
Elbette bunu bağışlardan elde ettikleri gelirlerle yapıyorlar.
LÖSAM, Samsun çapında bir gönüllü derneği ama LÖSEV ülke çapında hizmet veren bir başka gönüllü kuruluşu.
Bir vakıf.
LÖSEV, 1998 yılında lösemili çocukların ölümlerine dayanamayan Dr. Üstün EZER ve arkadaşları tarafından, bir masa ve bir sandalye ile kurulmuş ama kısa sürede yüzlerce kalıcı çözümler üreten eserler ve projeler yaparak çok önemli hizmetlere imza atılmış.
LÖSEV'den ''Bağışlarınız nasıl can veriyor'' başlığıyla gelen mesajda, LÖSEV'e yapacağınız bağışlarla o illetle mücadele eden yavrucakların yaşama tutulma mücadelesine vereceğiniz katkının önemi anlatılıyor.
Yüce Allah'ın, ''Bir canı kurtaran, bütün insanlığı kurtarır'' şeklindeki ilahi emrine rağmen, biz inananlar bağışlar sayesinde birilerinin yaşama tutunma çabalarına katkı vereceğimizi unutuyoruz.
Ya da bu ilahi emri bile önemsemiyoruz.
Yanlış mı?
Kök hücre bağışı için bile bir kaç gram ölçeğindeki bir tüp kanı dahi vermiyoruz.
Almanya'da mesela bağışçı sayısı 6 milyona ulaşmış ama ülkemizde henüz 300 bin dolayında kalmış olmasını nasıl açıklayabiliriz söyleyin bana.
Eskiden kök hücre oluşturmak zordu.
Bu nedenle insanların bağıştan kaçınmalarını anlıyorum ama günümüzde ''Periferik'' adı verilen yöntemle bu işlemi yapmak çok basit hale geldi.
Hastanelerde tetkik ve tedavi için nasıl kan veriyorsanız, kök hücre için bağışçı olanlardan da o şekilde kan örneği alınıyor.
Biz yine dönelim LÖSEV'in mesajına.
LÖSEV, ''1990’lı yıllarda lösemi hastalığından kurtuluş yoktu, çünkü amansız bir hastalıktı. Bu makûs kaderi LÖSEV değiştirdi.'' diyor.
Ne mutlu.
Ne anlamlı bir bilgi bu!
LÖSEV, kurulduğu 1998 yılından bu yana yaptığı çalışmalarla onbinlerce çocuğun hayatını kurtarmış.
LOSANTE adında bir de hastanesi var LÖSEV'in.
LOSANTE hastanesinde tedavi gören çocuklarda yüzde 92 oranında iyileşme olduğunu söylüyor LÖSEV.
Hastane kurabilmek ve bunu işletebilmek çok önemli elbette ama LÖSEV bütün bunları gönüllülerin bağışlarıyla yapabiliyor.
Kurban bayramı yaklaşıyor malumunuz.
TV'lere bağış talep eden çok sayıda dernek ve vakıfların reklamları dönüyor şu sıralar.
LÖSEV reklam vermiyor diye bağışlarınızı talep etmiyor değil.
Unutmayın LÖSEV'e yapacağınız kurban bağışı bile bir çocuğun hayata tutunmasına yardımcı olacaktır.
Bu arada LÖSEV, kapı kapı gezip bağış toplamaz.
Kitap, dergi ve benzeri şeylerin satışını yaparak da gelir elde etmez.
LÖSEV sadece banka hesabına yapılacak yardımları kabul eder.