Samsun’da yaşayıp da siyaset yapanlara Lokman Kondakçı’nın kim olduğunu anlatmaya gerek var mı?
Karadenizli olup da fındık işiyle uğraşanlara Lokman Kondakçı’nın kim olduğunu anlatmaya gerek var mı?
İnsanoğlu bir garip varlıktır, çabuk unutuyor.
O nedenle isterseniz bir küçük hatırlatma yapalım.
Yaşı genç olanların Lokman Kondakçı’yı hatırlamaları için.
Kondakçı, 1952 yılında Trabzon’da doğdu.
Avrupa Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu eski başkanlarından.
1876'dan beri fındık üreten bir ailenin üyesi.
1981 yılında İstanbul Fındık İhracatçıları Birliği başkanlığı yaptı.
Sinema dünyasında yapımcı olarak yer aldı.
Bu amaçla 1985 yılında Varlık Film şirketini kurdu.
Sonraki yıllarda DYP’de siyaset yapmaya başladı.
DYP Genel Başkanlığı döneminde Mehmet Ağar'ın danışmanlığını yaptı.
1996-1998 arasında DYP-RP koalisyonu döneminde, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez'in müşavirliğini yaptı.
DYP’nin Samsun İl Başkanlığı görevinde bulundu.
Sinemada
Merdoğlu Ömer Bey (Yusuf Kurçenli), İpekçe (Ümit Elçi), Zincir (Korhan Yurtsever), Aşkın İlk Yarısı (Hüseyin Karakaş) gibi filmlerin yapımcılığını üstlendi…
Lokman Kondakçı son gezi olayları sırasında gençleri destekleyerek hiçbir zaman düşmediği gündemde yine üstlerde yer aldı.
İşte bu Lokman Kondakçı içinde bulunduğumuz günlerde yıllardır yaşamakta olduğu İstanbul Beşiktaş’ta Belediye Başkan aday adaylarından.
CHP’den hem de.
Samsunspor - İstanbul BBSK karşılaşmasını izlemek üzere bir gurup gazeteci arkadaşla gittiğimiz İstanbul’da Samsunspor eski Başkanlarından İşadamı Sezgin Gümüş ve Samsunspor eski yöneticilerinden İşadamı Murat İmza’nın konuğu olduk.
Karşılaşma sonrasında da Beşiktaş’ta akşam yemeğinde Lokman Kondakçı ile bir araya geldik.
Uzun yıllardan beri tanıdığım Lokman Kondakçı “Neden Belediye Başkanlığı” sorusunun cevabını da verdi:
“Belediyelerin birilerine getirim sağlayan kurumlar olarak algılanmasını yıkmak ve parayla her şeyin yapılabileceğine duyulan imanı sarsmak…”
Lokman Kondakçı’nın bu aday adaylığı, adalığa dönüştüğü andan itibaren Türkiye Siyaseti yeni bir soluk kazanacak.
Neden?
Bildiğim, tanıdığım Lokman Kondakçı’nın söyleyecek çok sözü var da ondan…
İstanbul’daki Samsunlular, Karadenizliler Lokman Kondakçı’nın çevresinde toplanmaya ve de kenetlenmeye başlamışlar bile…
Peki, Samsun’daki Samsunlular bir hemşerilerinin İstanbul Beşiktaş’ta Belediye Başkan adayı olabilmesi için ne yapıyorlar?
Bu sorum öncelikle CHP Genel Başkan Yardımcısı, Samsun Milletvekili Prof. Dr. Haluk Koç’a tabi…
Siyasi partiler bölünerek değil birleşerek büyürler, bu sakın unutulmamalı…
YAVUZ MÜDÜR, HOŞ GELDİ
Son kararname ile merkeze alınan İsmail Türkmenli, Samsun Emniyet Müdürlüğü'ne veda etti. Müdür Türkmenli'nin yerine atanan polis müfettişi olan eski İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı ve eski Ankara İstihbarat Şube Müdürü Vedat Yavuz, kendi kullandığı özel otomobil ile yanında eşi ile birlikte Ankara'dan Samsun'a geldi.
Müdür Yavuz'u Samsun Polisevi önünde Emniyet Müdür Yardımcıları karşıladı.
Müdür Bey Samsun’a hoş geldi.
Gidenin arkasından konuşmak gibi bir hastalığımız yoktur.
Önce onu dile getirelim.
Sonra da Samsun’da özellikle okullardaki ve de okul önlerindeki olumsuzlukların ortadan kaldırılması gerektiğini hatırlatalım kendisime.
Sonra da Samsun polisinin uzun süredir aydınlatamadığı bir olayı dile getirelim.
Adı hırsızlık mıdır değil midir bilemem.
Atakum Belediyesinin kasasından 80 bin lira dolayında para kaybolmuştu.
Bu para neden bir türlü bulunamıyor, bunu kimse bilmiyor…
Merak ettiğim konu şu:
O olayla ilgili soruşturma hangi aşamadadır?
Eğer soygunda kasanın üzerindeki parmak izleri kimlere veya kime aittir?
Eğer sadece kasa görevlilerinin parmak isleriyle, o görevliler o olaydan sonra zanlı durumuna düşmüşler ve görevlerinden alınmışlar mıdır?
Ve son olarak:
Sizin görev süreniz içinde belediyenin kasasından alınan bu para bulunup oraya konulabilecek, vatandaşın parasına sahip çıkılmış olunabilecek midir?
GÜNÜN FIKRASI
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropolog'dan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır.
Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar.
Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır.
Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış";
Fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş";
Jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış"; Matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış";
Antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş".
Bu sırada ev sahibi içeri girmiş ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sormuşlar.
Adam cevap vermiş:
"Boru yetmedi."
GÜNÜN SÖZÜ
Hür olmadıkları halde, kendilerini hür sananlar kadar hiç kimse esir olamaz. Goethe
DUVAR YAZISI
Atı alan Üsküdar'ı geçti. Biz takibe devam ediyoruz merkez. Tamam!..