Yazarlar // 8 Nisan 2023 Cumartesi 01:13
Ragıp GÖKER
İbrahim'i dinler olarak bilinen bütün semavi dinler için özeldir Kudüs.
Ve fakat.
Peygamberimizin Miraç'a Kudüs'teki Mescidi Aksa'dan yükseldiğine inandığımız için biz Müslümanlar için daha özeldir Kudüs.
Oruç ayı Ramazan'da Mescidi Aksa'da namaz kılmak, her müslüman'ın hayalidir.
Bu mübarek ayda da Müslümanlar, Mescidi Aksa'ya akın ettiler.
İnananlar, kendilerini Allah'a en yakın hissettikleri bir sırada, yani dua ederlerken İsrail'in devlet terörüne bir kere daha maruz kaldılar maalesef.
Olacak iş değil.
Ama oldu maalesef.
Görüntüleri izlerken kanımız dondu adeta.
Öfkemiz tavan yaptı.
Sıradan yurttaşlar olarak elimizden de fazla bir şey gelmedi.
En fenası da kendimizi olan biten karşısında çaresiz hissetmekti.
Bu yapılanlar bir devlet terörü elbette.
Bu nedenle Yahudi'ler, Romalılara kendi elleriyle teslim ederek, Hz. İsa'yı çarmıha gönderirken, çirkin yüzlerini zaten göstermişlerdi falan demeyeceğim elbette.
Bugün yaşananların, 2 bin yıl önce yaşanan durumla aynı olmadığını biliyorum yani.
İsrail halkını olan bitenler nedeniyle bütünüyle suçlamıyorum ama müslümanlara zulmederken, her defasında devlet terörünü uygulamaktan geri kalmayan yöneticileri de o halk seçiyor..
Sonuç itibariyle akan her müslüman kanından, İsrail halkının da az biraz sorumluluğu vardır.
Bugün yaşananlardan İsrail milleti sorumlu da, Filistin halkının hiç mi sorumluluğu yok.
Filistin halkının para karşılığında topraklarını sattıkları söylenir bilirisiniz.
Ve fakat.
Bu durum, şimdiki zulmü hak ettikleri anlamına da gelmez elbette.
Filistin halkının yaşamak durumunda olduğu zulüm yeni de değil üstelik.
Rahmetli Yaser Arafat, halkını özgürleştirmek için çok uğraştı.
Ömrünü halkının özgürlüğüne vakfetmişti rahmetli.
Başaramadan bu dünyadan göçtü gitti.
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
Filistin halkının çilesini hep kalbimizin derinliklerinde hissettik biz.
Daha sonra aralarından üçünü darağacına gönderdik ama 68 kuşağının gençleri, İsrail zulmünün son bulması için Filistin halkının mücadelesine omuz bile verdiler.
Ecevit Hükümeti döneminde yani 1979’da İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş tarafından Ankara'da Filistin Temsilciliği açolırken, ''Devlet olarak, Filistin halkının yanındayız artık, Filistin halkının makus talihi son bulacak'' diye düşünmüştük ama iç politik çekişmeler nedeniyle Türkiye Ecevit Hükümetine desteğini sürdüremeyince, Filistin'in özgürlüğü de başka bir bahara kalmıştı.
Demem o ki;
İsrail’in, Filistin halkına uyguladığı zulüm son bulmuyor
Kudüs kan ağlıyor yani.
Gözlerimizde yaş da akmaya devam ediyor.