limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Kozlarını Tv'de Paylaşsınlar.
Yazarlar // 22 Mart 2014 Cumartesi 00:00

Ragıp GÖKER

Televizyon tek kanallıyken siyaset daha renkliymiş meğer.

Seçim zamanları geldiğinde TRT yetkilileri bu ülkenin en iyi gazetecileri arasından seçtiklerini liderlerin karşısına oturtur, “Düşündüğünüz her konuyu sorun, sorun ki, halk kimi seçeceğine karar versin” derdi.

Yaşı yetenler hatırlayacaktır. 1983 seçimleri öncesi TRT’deki bir programda  Boğaz Köprüsü gelirlerinin satılması tartışılmıştı. Halkçı Partinin lideri (HP) Necdet Calp “Sattırmam” diye diretirken, Anavatan Partisinin (Anap) lideri Turgut Özal ise satacağını söylerken, “Satayım da gör” demişti. O iki lider de Hakkın Rahmetine kavuştu. Özal’ın partisi Anap o seçimi farklı kazanarak tek başına iktidara gelmişti. Köprü mu ne oldu? Hala parayla geçiliyor boğaz köprüsünden.

Sonra özel televizyonlar kuruldu bu ülkede.

Ardından yerel kanallar.

Bu satırların yazarı da yıllarca Samsun kanallarında ekonomi ve siyaset ağırlıklı programlar hazırlayıp sundu.

Samsun televizyon kanallarındaki programların 1994 seçimlerinde sonuca doğrudan etki ettiğini söyleyebilirim.

Şimdiki gibi monolog halinde olmazdı programlar.

Adayların tamamı gazetecilerin karşısına çıkarlar onların sorularını cevaplarken, projelerini de anlatırlardı.

Seçmen daha çok o programda konuşulanların ışığında, şehri kimin yönetmesine karar verirdi.

Daha sonra ve özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Ben tartışma programlarına çıkmam” diyerek o geleneğin yok olmasına neden oldu.

Hadi Başbakan televizyonlardaki tartışma programlarına çıkmıyor,

Ya bizim yerel adaylara ne demeli.

Adayların hemen hemen tamamı televizyon programlarına tek başlarına çıkmayı istiyorlar. Bazılarına ben de katılıyorum. Ben karşıma oturmuş o adaya aklıma geleni soruyorum.

Bu seçim sürecine kadar “Şunu sormayın, bunu sorun” diyen çıkmamıştı. Bu süreçte bir kez öyle bir şey yaşadık. Bir adayın danışmanı “Bu programda, şunları konuşmayıp, bunları konuşsak” gibi şeyler söylemeye kalktı. O danışman önce benden okkalı bir cevap aldı, sonra da danışmanı olduğu adaydan esaslı bir fırça yedi.

Bütün bunlara rağmen bir adayın tek başına katıldığı programların kimseye bir fikir verdiğini sanmıyorum. “Körler sağırlar bir birlerini ağırlar” gibi bir durum oluyor.

CHP’nin İlkadım Adayı Vedat Yılmaz, seçim süreci başladığından bu yana adaylara çağrıda bulunuyor.

Vedat Yılmaz, “Gelin TV’de tartışalım, Halkımız, İlkadım ilçesini hangimizin daha iyi yöneteceğini bizi izledikten sonra karar versin” diye söyleyip duruyor. Ama gördüğüm kadarıyla buna bir cevap alamıyor.

Dün akşam, Kanal 52 TV’de yayınlanan Samsun konuşuyor programına katılan Necattin Demirtaş’a Yılmaz’ın bu çağrısını hatırlattım.

Önce böyle bir programa katılmaktan çekinmeyeceğini söyledi Demirtaş ama daha sonra da “Ben tanınan bir adayım, onlar bilinmiyor. Ben neden onların reklam aracı olayım” gibi şeyler söyledi.

Ben anladım ki. Vedat Yılmaz’ın bu çağrısı muhatap bulmayacak.