Doların ateşi sönmüyor maalesef.
Yazının hazırlandığı sıralarda serbest piyasada dolar, 7 TL, 25 kuruşu aşmak üzereydi.
Nerede duracağı da belli değil.
“Ne var bunda, doların fiyatı ilk defa artmıyor ki” diyenler olacaktır.
Demeyin.
İğneden ipliğe her şey dolara endeksli çünkü.
Ve sadece bize özgü bir durum da deği bu.
Bizim gibi az gelişmiş veya gelişmekte olan bir çok ülkede piyasalar doların seyrine göre ayarlanıyor.
Ekonomimizin dünyadaki 18. ülke olduğu söyleniyor ama paramızın gücü dolarla yarışmaya yetmiyor.
Avro dolardan pahalı olsa bile, o da dünya piyasalarında dolarla yarışamıyor.
Yeni bir para birimi bulunmadığı sürece de, doların dünya piyasalarındaki hükmü sürecektir.
Çin bir ara böyle bir şeyi denemek istedi ama sonra vazgeçti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarından korona salgının pik yaptığı ve ilerlemenin şimdilik plato durumunda sürdüğü anlaşılıyor.
Uzmanların “Gevşemeyelim” şeklindeki uyarılarına rağmen, hükümet tarafından AVM’ lerin bu ay içerinde açılmasına izin verilecek.
Bayramda da sokağa çıka yasağının uygulanması beklenirken, berber ve kuaförler de bayram öncesi randevuyla müşteri kabul edecekler.
Ardından kahvehaneler ve kafeteryalar açılacak.
Ve tabi ki düğün salonları da.
Ki, perişan hepsi.
Korona günleri en çok da bu kesimdeki esnafları etkiledi.
Bu günler geçecek elbette ama koronanın oluşturduğu travmanın özellikle piyasalardaki etkisi bir süre daha devam edecektir.
TÜİK verilerinde Nisan ayı enflasyonunu 10.94 olarak açıklandı ama raflardaki etiketler bunun tam olarak böyle olduğunu doğrulamıyor.
Özellikle Ramazan fırsatçıları nedeniyle fiyatlar tavan yapmış durumda.
Samsun gibi bir yerde armut 12,5 lira olur mu.
Oluyor.
Yemeye basıldığım halde bir kilo bile alamadım.
Elma ve portakala 8,5 lira dedi manav.
Meyve yemeden de olmuyor.
Bir ay öncesine kadar 5 liradan aldığımız elma ve portakalı 8,5 liradan aldık mecburen.
Taze fasulye 10 kira.
Domates 7,5 lira ile 5 lira arasında değişiyor.
Halk pazarında soğan ucuz ama.
Patates de öyle.
Soğan ve patates yenmez ki sürekli.
Allahtan et fiyatları da çok hızlı artmıyor.
İktidara yakın Memur Sen, açlık sınırını 2 bin 492 lira olarak açıklamış.
Emekli maaşım 2 bin 500 liranın biraz üzerinde olduğu için milyonlarca açtan biri ben değilim elbette ama ay başını getirmekte neden zorlanıyorum ben.
Bunun sebebi fiyat artışları biliyorum.
TÜİK’in verileri kafa karıştırıyor bu nedenle.
Tezgahlardaki etiketlerin sürekli değiştiğini bildiğim için TÜİK’in enflasyon açıklaması sonrası bu rakamları ülkede en doğru biçimde yorumlayacağına inandığım Samsun Milletvekili Erhan Usta’yı arayarak, “Fiyatlar bir önceki aya göre sadece binde 8 artmış, buna sevinmek istiyorum ama fiyat etiketleri aksini söylüyor. Bu durumu nasıl yorumlamalıyım?” diye sordum.
TÜİK verileri her dönem tartışma konusu olmuştur.
Bunu Erhan Usta da kabul ediyor.
Ama son yıllardaki eleştiriler öylesi boyut kazandı ki, devletin bu önemli kurumuna güveni tamamen sarsar hale geldi.
Ekonomi yönetiminde de görev yaptığını bildiğim için Erhan Usta’ya TÜİK’in ölçümlemeye neye göre yaptığını sordum.
Devlet umuru görmüş bir siyasetçi olduğu için, bir devlet kurumunu eleştirirken ihtiyatlı konuşmaya özen gösteriyor Erhan Usta.
Verilerin sağlıklı toplanamadığına inanan Usta, bu durumu da korona krizine bağlıyor.
Verilerin büyük bir bölümü masa başında berlilenmiş olabilir mi acaba.