KOKUŞMUŞ PARADİGMA…
Doğu ve Güneydoğu için endişelerimiz giderek artıyor…
PKK- Hizbullah çatışması endişe verici oldu ve de maalesef devam ettirilecek gibi görünüyor.
Bölgedeki HDP - HÜDA-PAR çekişmesine dönüşen olayların silahlı çatışması sonucu oluşan çatışma ve gerginlik ortamı bölgenin geleceği, Kürt vatandaşlarımızın kutuplaştırılması ve ülkenin huzuru açısından hayırlara vesile olmayacak bir seviyeye gelmiştir.
90’lı yıllar da PKK çizgisindeki Kürt siyasilere ve aktivistlere yönelik eylemler sonrasında başlayan silahlı çatışma ortamı bugün yeniden hortlatılarak bölgede kaos ve şehir merkezlerindeki çatışma ortamı bölgenin, ülkenin diğer bölgelerindeki vatandaşların algısında “sorunlu bölge” olarak gösterilerek, üniter devlet yapısını bozmaya ve ayrışmaya zemin hazırlamak isteyen zihniyete hizmet etmektedir.
Bugünlerde;
“Hizbullah'tan PKK'ya savaş ilanı!”
“Hizbullah PKK/HDP’ye Misliyle Karşılık Verilecek”
“PKK- Hizbullah çatışması yeniden alevleniyor”
Haberleri, Türkiye üzerinde oynanmak istenilen oyunlar özellikle, “Ortadoğu ve sınırlarımızda gerçekleşen çatışma/savaş ortamı”nda Doğu ve Güneydoğunun yangının içerisine çekilme çabasıdır.
“BOP’a göre ilerleyenler(!)” için bölgenin ayrışma noktasına nasıl getirileceği halk nezdinde deşifre olmuştur.
Suriye ve Irak’taki IŞİD-Peşmerge, IŞİD-PYD/PKK savaşı/çatışması Türkiye’de PKK-Hizbullah çatışması olarak devam ettirilmek istenmektedir.
Hizbullah; “ PKK, Kürtlere hizmet etseydi onların inancına, canına malına saldırmazdı. Müslüman kardeşlerimize bu güne kadar yapılan saldırılara karşılık verildiğimiz gibi bundan sonra da yapılacak saldırılara en azından misli ile karşılık verileceği bilinmelidir ” derken,
PKK; “Hizbullah'ın tüm kurum ve kuruluşlarına IŞİD'e destek veriyor” diyor.
Karşılıklı sert ve çatışma ortamı yaratacak söylemlerin olduğu bu dönemde masaya yumruğunu vurması gerekenler ise susma/donma yöntemini seçiyor.
Olaylara/söylemlere müdahale etmeyi “S-açılım Süreci”ne zarar verir endişesi ile uzaktan izleyenler, “S-açılım süreci”nin karanlıkta başlayan bir hikaye olduğunu tescil etmişlerdir.
Her şeye rağmen Ankara gereğini acil bir şekilde yapmalıdır.
Akif ile bitirelim;
Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Hüseyin KURT