Samsun’da AK Parti İl Başkanı Fuat Köktaş ile Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın birbirlerini “Siyaseten” pek sevdikleri söylenemez.
Bunu bilmeyen yok.
Yerel yönetim seçimleri öncesinde teşkilat bastırıyordu Yılmaz’a:
Mustafa Yurt’u görevden alması için.
Sonunda Yılmaz’dan bu söz alınmış olmalı ki adaylık süreci başladı.
Seçimler yapıldı, Yılmaz Başkan seçildi.
Fen İşleri Dairesi’nde görevli olan Mustafa Yurt ne oldu peki?
Kenan Şara’nın Genel Sekreterlikten alınmasının ardından, Mustafa Yurt Şara’nın yerine getirildi.
Her ne kadar imza yetkisi Coşkun Öncel’de olsa da sistem öyle yürüdü.
Böylece Yılmaz, Fuat Köktaş karşısında bir sıfır öne geçmiş kabul edildi.
Köktaş’ın acilen durumu eşitlemesi gerekiyordu.
Çünkü 2015 yılında milletvekilliği seçimleri var…
Bu nedenle olsa gerek, Yılmaz’ın çok istemesine rağmen Sefer Arlı Genel Sekreter yardımcısı olarak atanamadı.
Gerekçe “Teşkilat istemedi” şeklindeydi.
Yani Fuat Köktaş istememişti ve bu nedenle Yılmaz’ın isteği olmamıştı.
Kısacası durum eşitlenmişti.
Köktaş, Yılmaz’dan rövanşı almıştı böylece…
Gelelim bütün bunların neden olduğuna.
Dedik ya önümüzdeki yıl milletvekilliği seçimi var.
Samsun’da listede büyük değişiklikler olacak.
Peki kimlerin aday olarak listede yer alması bekleniyor?
Biraz düşünelim.
Bende İl Başkanı Fuat Köktaş bu listede yer alacak.
Bakan Çağatay Kılıç’ın yer alması kaçınılmaz gibi görünüyor.
Ahmet Demircan’ın da öyle…
Rektör Prof. Dr. Hüseyin Akan yer bulur listede, bulur da kaçıncı sırada orasını bilemiyorum. (Dünür meselesinden dolayı sanırım)
Listede bir bayan mutlaka olacak.
Peki, kim bu bayan?
İsim vermeyeceğim konusunda sözüm var.
Bir de, sanırım Yılmaz listeye girmek için büyük çaba harcıyor ve harcayacak.
Neden?
Çünkü Büyükşehir Belediye başkanlığı koltuğu, yeni yasayla yani köylerin de mahalle olasıyla dikenli değil adeta kaktüslü…
O nedenle büyük ihtimalle Yılmaz buradan kaçacak…
Peki, kim Büyükşehir’e belediye Başkanı olacak?
O’nu herkes tanıyor ve de seviyor.
Şimdilik bu kadar…
STRATEJİK PLAN ARAMA TOPLANTISI
Samsun’da böyle bir toplantı yapıldı.
Adından da anlaşılacağı gibi durum vahim…
Demek ki böyle bir planımız yok ki arama toplantısı düzenliyoruz henüz.
Ve bu toplantıda Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz konuşuyor.
Bakın bir bölümünde ne diyor:
“2004 yılında da İl Stratejik Plan çalışması yaptık. Özellikle 1999’lu yıllarda şehirlerin ve ülkenin üzerinde büyük bir karamsarlık vardı. Her 2 - 3 yılda bir iktisadi krizler oluyordu. Dolar bir gecede 600 liradan bin 200 liraya çıkıyordu. Yani ülkenin ekonomisi, gayri safi milli hasılası bir gecede yarı yarıya düşüyordu. Böylesine bir ortamda insanlar ister istemez yöneticileri sokakta bulduğunda ‘ne olacak bu memleketin hali’ diye soruyordu.”
Ey Yusuf Ziya Yılmaz, bugün AK Parti saflarında olabilirsin.
Ancak o gün ANAP saflarındaydın.
Bu satırların yazarı senin hangi koşullarda ne yalvarmalar sonucu Samsun’a getirildiğini biliyor.
Bugün eleştirdiğin o ANAP döneminde nerelere geldiğin de biliniyor.
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na o ANAP döneminde seçildiğin ve de bir dönem sonra o partini nasıl terk ettiğin de biliniyor…
O zamanlar ülke kötü yönetiliyor idiyse bunda hiç mi dahlin yok?
Bugün ANAP dönemini eleştiriyorsun, yarın AK Parti dönemini eleştireceksin anlamı mı taşıyor bu ifadeler???
Ak Parti kaç yıldır iktidarda bulunuyor, zatıâliniz de kaç yıldır yerel iktidardasınız…
Bunca zamandır neden stratejik planı gerçekleştiremediniz de halen arama toplantıları yapıyorsunuz?
Bundan “İşinizi bi hakkın yapmadığınız” sonucu çıkarabilir miyiz???
BİR MAL VARLIĞI HİKÂYESİ
Son günlerde mal varlığı işi yine gündemde.
Kimin nesi var, kimin ne kadar nesi var?
Kim neyi ne zaman neyle takas etmiş ve nasıl elde etmiş?
Kimin ailesinin neyi ve ne kadar serveti var?
Bu soruların cevap bulması için Cumhurbaşkanı adayları mal beyanında bulunuyorlar…
Bu beyanlara inananlar da var inanmayanlar da…
Gelin size aklıma gelen bir mal beyanı işi anlatayım.
Şair Eşref’in mal varlığını nasıl açıkladığını…
Önce Şair Eşref’in kim olduğunu öğrenelim:
1847 yılında Gelenbe'de dünyaya gelen Şair Eşref, Manisa'daki Hatuniye Medresesi'nde Arapça ve Farsça okudu. Asıl adı Mehmed Eşref'tir. Birçok ilçede kaymakam olarak görev yaptı.Gördes kaymakamı iken yolsuzlukları açığa vuran mizah şiirleri sebebiyle bir yıl hapse mahkûm oldu. Cezasını çektikten sonra İzmir'de gözetim altında tutuldu. 1903'te Mısır'a kaçtı. Bir süre Fransa, İsviçre ve Kıbrıs'ta kaldı. Mısır'a dönerek Curcuna isimli mizah gazetesinde yazılar yazdı. 1908'de İkinci Meşrutiyet ilân edildikten sonra İstanbul'a geldi.
Devlet adamlarından Üstat Eşref’le Neyzen Tevfik Kolaylı, Sultan Abdülhamit ile olan takışmalarından dolayı ihramlar ülkesi Mısır’a ricat eylediklerinde, bu iki üstadı İstanbul'a getirtmek için bir gün ceridelerden (gazetelerden) birisinde bir haber yayınlatır, “dönmedikleri takdirde, mal varlıkları haczedilecektir” diye.
Bu haberi öğrenen Neyzen, hemen Şair Eşref’e koşar ve bir solukta haberi anlatır, “aman üstat dönelim” der…
Hiciv üstadı olan Şair Eşref biraz düşünür ve Neyzene döner:
“Ne olacak varsın etsin be Tevfik, şeyimden başka malım yok ki benim” der!!!!!
GÜNÜN FIKRASI
Temel ile İdris meyhaneye girdiler.
Rakılar geldi...
Yarım saat sonra İdris sordu:
- Söyle pakayum, bir bir daha kaç eder?
- İçi, dedi Temel.
İdris bıçağını çekip Temel’i vurdu.
Karakolda komiser gürledi:
Arkadaşını neden öldürdün?
İdris içini çekti:
Çok şey pileydu!..
GÜNÜN SÖZÜ
Bir insanın zekâsı, vereceği cevaplardan değil, asıl soracağı sorulardan anlaşılır. De Levis
DUVAR YAZISI
‘Bütün kadınlar güzeldir’ lafı sürümden kazanmak isteyen erkeklerin uydurmasıdır.