Kısaca ''ÇED'' olarak anılıyor ama aslında tam açılımı ''Çevresel Etki Değerlendirme'' demektir.
Yani şudur:
Bir bölgede sanayi yatırım yapılacaksa, o yatırımın çevreye etkileri bir raporla değerlendirilir.
ÇED’i vermek için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar ki; o kuruluşlarda genellikle il müdürlükleridir.
İl müdürlükleri de, valiliklere bağlı oldukları için yürütme yetkisi de bir anlamda valiliklere verilmiştir.
Neden bunları anlatıyorum.
Samsun'a bir kirli yatırım yapılmak isteniyor.
Kirli yatırım diyorum.
Bilerek söylüyorum zira o yatırımım yapılabilmesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 'ÇED Raporu gereklidir' kararı verilmiş.
Bir yerde yatırım yapılırken çevreye etkileriyle ilgili bilgi sahibi olma durumu bizde yeni ama ÇED Raporu ile uygulama ilkin 1969 yılında ABD'de başlamış.
Hani dün gazetenin manşetindeki haberde olduğu gibi, mobil santrallerin bir süre çalıştırılmaması sonucu tazminat ödemesi türünden bir uygulamaya dayalı olarak, Cengiz Holding'e devredilen Karadeniz Bakır İşletmelerinin Tekkeköy'deki Bakır Fabrikasın da denizin doldurulması sonucu yaptırılacak kimyasal depolama alanları için gereken rapor gibi yani.
Ki;
O bakır fabrikası için yaklaşık 60 yıl kadar önce aslında ÇED raporu alınması gerekirmiş ya neyse.
ÇED falan yabancıymış bize o zamanlar.
Hoş, bilinseydi bile halkımız ''İstemeyiz'' der miydi?
Hiç sanmıyorum.
O fabrikalar yıllarca zehirledi bizi.
Karşı yamacında kurulu köyümde türün ekili alanlara verdiği zarar nedeniyle kamunun köylülere her yıl ödediği tazminatlar bir yana, baca gazlarının sebep olduğu insan kayıpları bir yana.
Halkımız o yatırıma yine de olur verirdi.
Konuyu uzattık biraz, kusura bakmayın.
Gelelim günümüzde neler olduğuna.
Gazetenin haberine göre Cengiz Holding, Bakır fabrikasının sahil tarafını doldurarak, kimyasal maddeleri saklayabileceği depolar yaptırmak istemiş.
O yatırıma başlanabilmesi için de, ÇED raporu gereklidir kararı verilmiş.
Bu arada, Cengiz Holding ve diğer bir yatırımcı, mobil santralleri kurarken ÇED gerekli değildir kararıyla zamanında o sorunu bir şekilde aşmışlar ama Samsun halkı buna reaksiyon gösterdiği için olsa gerek,şimdiki yatırımlar için ''ÇED gereklidir'' denilmeye başlanmışsa, günümüzde artık bir şeyler değişti demektir.
Halkımız bilinçlendi artık.
Halk onay vermezse, kirli yatırıma da izin verilemez yani.
Ve fakat.
Cengiz Holding'in planladığı bu son yatırımında olduğu gibi ÇED gerekli şeklindeki engel, raporun alınabilmesi için asıl unsurlardan biri sayılan halkın katılımı olmadan aşılmaya çalışılmış anlaşılan.
Oysa halk olmadan ÇED' in de olmayacağı bilinmeliydi.
Resmî gazetenin 29.Temmuz 2022 yılındaki bir sayısında yayınlanan ÇED mevzuatında, halkın katılı olmadan ÇED olmayacağı belirtilmiş.
Şöyle ki;
Bakanlık, halkın bilgilendirilmesi ve sürece katılımı amacıyla yapılacak toplantının tarihini ve ÇED raporu özel formatının belirlenmesi için görüş verilmesi gereken nihai tarihi belirten bir yazıyı komisyon üyelerine gönderir. Ek-3’te yer alan genel format doğrultusunda hazırlanmış ''ÇED gereklidir'' kararı verilmişse, başvuru dosyası Komisyon üyelerine gönderilir.
Bakanlık, gerekli gördüğü hallerde, projenin konusu, türü ve proje için belirlenen yerin özelliklerini de dikkate alarak; üniversiteler, enstitüler, araştırma ve uzman kuruluşları, meslek odaları, sendikalar, birlikler, sivil toplum örgütlerini de komisyona dâhil edebilir ve toplantılarına üye olarak çağırabilir.
Komisyonda kurum ve kuruluş temsilcisi olarak görev yapan üyelerin, yeterli mesleki bilgi ve deneyime sahip olmaları ve temsil ettikleri kurum/kuruluşların görev alanlarıyla sınırlı olmak üzere görüş vermeye yetkili kılınmış olmaları esastır.
Halkı yatırım hakkında bilgilendirmek, projeye ilişkin görüş ve önerilerini almak üzere; Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar ve proje sahibinin katılımı ile Bakanlıkça belirlenen tarihte, projeden en çok etkilenmesi beklenen ilgili halkın kolaylıkla ulaşabileceği il müdürlüğü tarafından belirlenen merkezi bir yer ve saatte halkın bilgilendirilmesi ve sürece katılımı toplantısı düzenlenir.
Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar toplantı tarihini, saatini, yerini ve konusunu belirten bir ilanı; projenin gerçekleştirileceği yörede yayımlanan yerel süreli yayın ile birlikte yaygın süreli yayın olarak tanımlanan bir gazetede toplantı tarihinden en az 10 takvim günü önce yayımlatır.
Halkın bilgilendirilmesi ve sürece katılımı toplantısı, il müdürünün veya görevlendireceği bir yetkilinin başkanlığında yapılır. Toplantıda halkın; proje hakkında bilgilendirilmesi, görüş, öneri ve sorularının alınması sağlanır. Halk tarafından dile getirilen görüş, öneri ve itirazlar toplantı hakkında düzenlenecek tutanakta belirtilir. Toplantı başkanı, katılımcılardan görüşlerini yazılı olarak vermelerini isteyebilir. Toplantı tutanağı, bir sureti il müdürlüğünde kalmak üzere Bakanlığa gönderilir.
Komisyon üyeleri, özel format belirleme öncesinde, projenin planlandığı alanı inceleyebilir, bildirilen tarihte düzenlenecek halkın bilgilendirilmesi ve sürece katılımı toplantısına katılabilirler.
Halkı, proje ve etkileri hakkında bilgilendirmek, halkın projeye ilişkin görüş ve önerilerini almak üzere, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlar tarafından paydaş katılım planı (PKP) hazırlanır. Hazırlanan paydaş katılım planı ÇED başvuru dosyası ekinde sunulur. Bakanlık gerekli gördüğü durumlarda, yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan halkın bilgilendirilmesine yönelik olarak ÇED süreci boyunca; bilgilendirici broşür dağıtılması, anket, seminer gibi çalışmalar yapılması veya proje ile ilgili internet sitesi hazırlanarak bilgi paylaşılması gibi ilave çalışmalar yapmasını da isteyebilir. Ayrıca Bakanlık tarafından talep edilmesi halinde ÇED süreci içerisinde bu plan güncellenir.
Yani özetle.
Günümüzde artık yangından mal kaçırır gibi uygulamalar yapılamaz.
Halk yoksa ÇED'de yok yani.
Anlaşılmıştır sanırım.