Yazarlar // 16 Mayıs 2015 Cumartesi 00:00
İsmail BAŞARAN
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Samsun mitinginden sonra insanlar kendi aralarında konuşuyorlardı.
Neymiş efendim; Kılıçdaroğlu Samsun Cumhuriyet Meydanı’nda Samsunlulara müjde vermemişmiş.
Ne müjdesi verecekmiş merak ettim doğrusu.
Kılıçdaroğlu, eğer iktidara gelirse emekliye iki maaş ikramiye vereceğini söyledi mi?
Söyledi.
2B arazilerinin kullanıcılarına parasız verileceğini söyledi mi?
Söyledi.
Asgari ücretin 1500 lira olacağını söyledi mi?
Söyledi.
Kılıçdaroğlu partisinin seçim bildirgesini açıklarken “Umutlu Bir Gelecek İçin Büyük Dönüşüm Hedefleri, Özgürlük, Hukuk Devleti ve Demokrasi, İstihdam Yaratan, Kapsayıcı Ekonomi, Refah Seviyesi Yüksek Bir Toplum, İstihdam Yaratan ve Yatırımları Kolaylaştıran Büyüme Modeli, İstihdama Yönelik Doğrudan Politikalar, Bilgi Ekonomisi Atılımı, Tarım, Esnaf ve Sanatkârlar, Turizm, Enerji, Tüketiciler, Dayanışma ve Sosyal Adalet, Aile Sigortası, Adil ve Demokratik Bir Çalışma Düzeni, Güçlü Kadın, Güçlü Toplum, Gençliğini Yaşayan Gençler, Geleceğe Umutla Bakan Çocuklar, Yaşam Standardı Yüksek Emekliler, Her Alanda Var Olan Engelliler, Kimseye Muhtaç Olmayan Yaşlılar, Yurttas İçin Nitelikli Kamu Hizmeti, Kamu Yönetimi Reformu, Eğitim, Her Yurttaş İçin Kaliteli ve Ücretsiz Sağlık Hizmetleri, Kültür ve Sanat, Spor, Güçlü Ulaştırma Altyapısı, Güvenlik, Doğa ve Kent Hakkı, Doğa Dostu Bir Toplumsal Yaşam, Yaşam Kalitesi Yüksek Kentler, Yerel Yönetimler, Bölgesel Gelişme, Yurttaş ve Değer Temelli Dış Politika” ifadelerini kullandı mı?..
Kullandı.
Peki daha ne söyleyecek birader?
Samsun için değil mi bu söylenenler?
Samsun’da asgari ücretle çalışan yok mu, Samsun’da emekli yok mu?
Merak ediyorum acaba daha ne demeliydi Kılıçdaroğlu Samsun için?
Denize paralel bir otel yaptırmayı mı vaat etmeliydi?
Başkalarının mal ettiği fiyatın iki katıla aynı ölçülerde hafif raylı yaptırmayı mı vaat etmeliydi?
Ne vaatlerde bulunmalıydı, biri açıklasa da öğrensek he…
İDDİA VE DEMOKRASİMİZ
Bizim demokrasimiz bu işte.
Bazı siyasi partiler adaylarını merkez yoklamasıyla belirliyor.
Bazıları delege ile ön seçim yapıyor.
Bazıları da üyelerle ön seçim yapıyor.
Sonra da siyasi partilerin genel merkezleri belirlenen bu adayların oluşturacağı listenin birinci veya ikinci sırasında yani duruma göre seçilecekleri noktalara kendi adaylarını yerleştiriyor.
Adaylar delegelerle aşlarını pişiriyorlar, delege değil de seçmen ise ortada olan bu kez devreye hamamlar, lokantalar giriyor.
Yanlış anlaşılmaya sakın, kimseyi oy satmak veya oy satın almakla suçlamıyorum…
Bu işlerde para değil gönül ve hatır da oluyor sanırım.
Sandık Ortadayken bunları yazmanın ne alemi var?
Var, var…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün akşamüzeri Samsun Cumhuriyet Meydanı’ndaydı.
Oradaki kalabalık arasında tanıdıklara da rastladım.
Ortaya attıkları ilginç konular vardı.
Örneğin Yakakent’in kırsalında iktidar partisi hizmetlerine(!) devam ediyormuş hatta hızlandırmışlar bile…
Erzaklar ve de gerekli malzemeler dağıtılıyormuş seçmene.
Sistem bu işte…
Önce muhtaç duruma getireceksin, sonra yardım edeceksin en sonunda da oyunu alacaksın.
Bu döngü devam edip duracak.
Bu durum seçim zamanları beklentileri de artırmıyor değil hani…
GÜNÜN SÖZÜ
Eğer halen nefes alıyorsan, umut var demektir…