Kılıç ne demek istemişti?

Gençlik ve Spor Bakanı, AK Parti Samsun Milletvekili, Gençlerin “Suat Abisi” Suat Kılıç bir süre önce verdiği bir demeçte “Kimse vazgeçilmez değildir, Mahkeme Kadıya Mülk Değil” ifadesini kullanmıştı.

O günden beridir Suat Kılıç’ın ne demek istediğini düşünür dururum.

Sanırım sonunda buldum.

Yusuf Ziya Yılmaz’ın en son aday gösterildiği 2009 seçimlerinde Ankara’da bir toplantı düzenlenmişti.

Bu toplantıda hazır bulunan Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Samsun Milletvekillerine “Yusuf Bey’’i aday göstermeyelim de kimi gösterelim, hanginiz aday olmak istersiniz” diye sorduğu iddia edilmişti.

Yine iddialara göre, Yusuf Ziya Yılmaz’ın aday yapılması konusunda en son evet diyenin Cemal Yılmaz Demir olduğu dile getirilmişti.

Dört yıl geçti aradan.

Samsun milletvekillerinden Mustafa Demir, Cemal Yılmaz Demir ve Suat Kılıç’ın üçüncü dönemleri bitiyor.

Parti tüzüğüne göre bu üç isim milletvekilliği için aday olamayacaklar.

Geriye Bütünşehir Belediye Başkanlığı kalıyor.

O nedenledir ki bu üç isim de çalışmalarını yoğunlaştırmış gibi görünüyor.

Suat Kılıç, bakanlığının nimetlerini kullanıp Samsun’u adeta yatırıma boğuyor.

Mustafa Demir ve Cemal Yılmaz Demir iktidarın nimetlerinden faydalanıp köy kasaba gezdikleri her yerde notlar alıyor, sorunların çözümüne çalışıyor, yatırımların plana alınmasını sağlıyor.

Yani bir yarıştır sürüyor.

Bu pencereden bakıldığında Suat Kılıç’ın “Kimse vazgeçilmez değildir, Mahkeme Kadıya Mülk Değil” sözleri aklıma geliyor.

Sn seçimlerde Yusuf Ziya Yılmaz’ın aldığı oyların AK Parti’ye verilen oyların bir hayli gerisinde kaldığını da hatırlarsak neden olmasın sorusunu sorabiliriz.

Bir tek sorun vra gibi görünüyor.

Başbakan Erdoğan bu üçlüyü karşısına alıp “Hanginiz aday olacaksınız” diye sorar da üçü birden “ben” cevabını verirse ne olacak?

Başbakan bir tanesini seçecek.

Seçilen büyük ihtimalle başkan olacak.

Ya diğerleri?

AK Parti’de “gönül koymadan” kalabilecekler mi?

AVM’DEN ŞİKAYET VAR

Samsun’un orta yerinde eski Tekel Sigara Fabrikası’nın yerinde bir alışveriş merkezi kuruldu.

Samsun’a gelen ve yatırım yapan tüm iyi niyet sahiplerine bugünden önce nasıl hoş gelmişler diyorsam bu günden sonra da aynı düşüncede olduğumu belirtiyorum.

Ancak iyi niyet sahibi olmak asla bu yatırımcıların tüm yaptıklarını destekliyorum anlamına gelmemelidir.

Adı geçen yerdeki AVM’nin tam da ortasında kafeler var.

İnsanlar gelip oturuyorlar.

Sigara içenler sigaralarını da içiyor.

İşletmeciler küllüklerini, koymuşlar.

Ancak, alışveriş merkezinin ortasında banklar da var.

Bu banklarda insanlar oturuyor, bazıları sigara da içiyor.

O bankların yanında yöresinde sigara izmaritlerinin atılacağı bir tabla da yok.

Hal böyle olunca izmaritler de yere atılıyor tabi…

Sigara fabrikasının avlusuydu orası.

Bundan doğal ne olur demeyin.

Hem çevre kirliliği yapılıyor hem de göze hoş gelmiyor.

Anlarsınız ya…

İLKADIM, MEDYAYI ÖDÜLLENDİRDİ

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen ödül törenine gittim.

Samsun’daki bir otelin en üst katında gazeteciler vardı ve ödüllendirileceklerdi.

Salona girince masaların üzerinde “Gazeteciler” yazısını gördüm.

Ve haliyle ilk sorum da “Burada sünnetçiler de var mı?” oldu.

Ne alaka dediler.

Masaların üzerindeki gazeteciler yazısı alaka dedim ben de.

Ödül gecesi başladı.

Bazı gazeteciler vardı, bazıları yoktu.

Çağrılı mı değillerdi yoksa çağrılı oldukları halde mi gitmemişlerdi bilmiyorum.

Tören sırasında İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş gazetecileri “mahmuza” benzetti.

“Bu metini bana yazıp verdiler” dedi ve okudu.

Bir süre düşündüm.

Hadi gazeteciler mahmuzdu.

At kim oluyordu?

Mahmuz ise kimlerin ayaklarındaydı?

Bu iki sorunun cevabını vermedim.

Acaba başkan bu yazıyı yazıp kendisine verenlere “Gazeteciler kimlerin ayakları dibinde” diye sordu mu?

Aklına geldi mi?

GÜNÜN FIKRASI

Temel askerdeyken, bölüğündeki bir asker devamlı Temel’e küfrediyormuş.

Temel sonunda dayanamayıp gitmiş komutanına:

- Komitanum askerin biri anama küfür ettu.

Komutan bir şey olmaz deyip başından savmış.

Ertesi gün Temel yine gelmiş komutanın yanına:

- Ya komitanum, babama da küfür ettu daa...

Komutan yine bir şey olmaz deyip savarken Temel:

- Hacan anam da sensun babam da sensun burda komitanum...

Komutan hiddetle ayağa kalkmış:

- Çağırın lan su küfürbaz iti !..

GÜNÜN SÖZÜ

Kimseyi övmeyen, kimseyi kötülemeyen, kimseden yakınmayan, kimseyi suçlamayan olgun insandır. Epictetos

DUVAR YAZISI

Kızlarda ilk baktığım şey nedir biliyor musun? Onların bana bakıp bakmadıklarıdır.