Samsun’un özellikle de batı sahillerinde bu deniz sezonu istenmeyen olaylar yaşanıyor.
Gün geçmiyor ki bir boğulma olayı haber bültenlerine düşmesin.
Boğulma olmazsa kesin olarak boğulmaktan son anda kurtuldu haberleri var.
Neden bu artış?
Teknik adam değilim, anlamam diyeceğim, o zaman sen se iş yaparsın diyenleriniz olacak.
O nedenle size birkaç satırla anlatmaya çalışayım durumu.
Sonra da teknik adamlar tartışıp bir sonuca bağlasınlar konuyu.
Samsun’un Atakum sahilinde, batı tarafta, Üniversite’nin sahilinde yani, dolgular yapıldı.
Adına yat limanı denildi.
Oraya yat limanı yaparken teknik insanlardan görüş alındı mı?
Biz buraya yat limanı yaparsak sahildeki akıntıların hareketleri ne olur değişir mi, değişirse denize girenleri tehlikeli anlar bekler mi diye sordular mı acaba?
Taflanda denizi doldurarak sözüm ona yol yapan bunun için de kimseden görüş almayan ve eleştirilere kulak kapatan Yılmaz’ın ve zihniyetinin deniz suyu hareketlerini ölçtürdüğünü söyleyebilmek biraz safdillik olur kanaatindeyim.
Sadece Atakum mu?
Elbette hayır.
Yakakent ilçesinde de gün geçmiyor ki benzeri hareketlilik yaşanmasın.
Limanın mendireğinin uzatılmasından sonra deniz hareketlerinin sahili yok edecek duruma gelmesiyle birlikte bölgeyi koruma amaçlı yapıldığı söylenen (T) dolgularının kenarları ölüm yuvası haline geldi.
Asayiş bültenlerine bakılırsa burada bir sezonda kaç boğulma veya boğulmadan kurtulma vakasının yaşandığı belirlenebilir.
Önlem alınıyor mu?
Önceki gün de bir olay yaşandı.
Şükür ki can kaybı olmadı.
Ambulans gelip hastayı sağlık kurumuna getirdi ve kurtarıldı.
O sırada denize girenler vardı.
Geçen polis otosundan ise ilginç bir anons yapıldı:
Denizden çıkın.
Kesin çözüm denize girmemek mi olmalı.
Yoksa o (T) denilen garabetlerin altlarının doldurulması ve üzerlerinin betonlanması mı gerçekleştirilmeli.
Bugün denize girmeyin diye yasakçı zihniyet takınanların yarın bikiniyle denize girmeyin demeyeceklerini kim garanti edebilir ki?
Yakakent Kaymakamlığı ve ilçe emniyetinin bu konuda yani “Denize girmeyin” anonsu konusunda ne gibi bir açıklama yapacaklarını gerçekten merak ediyorum.
Samsun Valiliği ve İl Emniyet Müdürlüğü’nün tavrını da tabi…
YILMAZ ÇOCUKLUK YILLARINA DÖNMÜŞ
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın servise konular “Tütün dizdi” haberini izlemiş veya okumuşsunuzdur.
Okumayan veya izlemeyenler için aktarayım. Bir yerlerden geçerken tütün kıranları görmüş de çocukluğu aklına gelmiş de…
O da tütün kırıp tütün dizmiş de…
Yusuf Bey’in hoşuna gitmiştir bu haber elbet.
Peki, Yusuf Bey, Yakakent ilçesinde hem de festival düzenlenirken suların 24 saat akmaması konusunda bir soruşturma açmış ve nedenini öğrenmiş midir?
Neden bir ilçenin suyunun 24 saat verilmediğini, bunu sağlamayanlar hakkında ne gibi işlem yapıldığını medya ile paylaşmış mıdır?
Ben görmedim ve okumadım da…
Hadi kendileri bunu yapmadılar.
Samsun’daki muhalefet partileri görevlileri bu konuyu gündeme taşımışlar mıdır?
Sanmıyorum, onlar o işlerle uğraşmazlar galiba…
Açtıkları stantlarda Ekmeleddin Bey ile Tayyip/ Bey’i mukayese ederler.
Nasıl mantıktır bu anlamadım.
Seçimdeki adayın için broşür dağıtacaksın, rakip adayın da resmi bu broşürde yer alacak…
Siz bu işi gerçekten bilmiyorsunuz ve de işin garibi öğrenmek de istemiyorsunuz…
Her neyse Yılmaz çocukluk günlerine dönmüş ya, bir de bu günlere dönse de gerçekleri görse, geçmişte yaşamasa ne güzel olur değil mi?
GÜNÜN FIKRASI
Temel ile Dursun yolda yürüyormuş. Temel;
—“Ula cördun mu? cördun mü? Sibel CAN geçuy da."
Dursun;
—“Yok ula cörmedum da."
Temel;
—“Ula cördun mu? cördun mu? Vali geçuy da."
Dursun;
—“Yok ula cörmedum."
Temel;
—“Ula cördun mu? cördun mu? Ahmet geçuy da."
Dursun;
—“Yok ula cörmedum."
Temel;
—“Ula cördun mu? cördun mu?"
Dursun sinirli bi şekilde;
—“He ula cördum."
Temel;
—“Ula cöruysun da niye poha basaysun..."
GÜNÜN SÖZÜ
Çıkabileceğin en son yükseklik, inişin başladığı yerdir
DUVAR YAZISI
Bildiğim tek şaşmaz kural bütün kuralların şaştığıdır!