Geçenlerde “Samsun’da bir saplantının anatomisi”ni yazmıştım…
Şimdi farklı bir saplantıyı yazmak istiyorum çünkü bu saplantılılar organize olarak çalışıyorlar…
Bunların yine ortan takıntıları ve düşmanları ne hikmettir ki Mehmet Yazıcı!..
Bir adamın bu kadar düşmanı olur mu anlamak zor…
Asıl adı Faruk olan şahsın benimle olan hikayesini ve derdini uzun uzun yazmıştım!
Şimdi gelelim bu arkadaşın etrafındakilere…
Etrafındakiler diyorum çünkü etrafında epey kişiler var…
Mesela; Berat Gonca, Sezer Sezer, Erol Şeker ve Ferhat Soy…
Ferhat Soy uzun zamandır bunlardan uzak durduğunu söylese de yine asıl adı Faruk olan kişi ile görüştüğü malum…
Erol Şeker’i ise ara ara basın ve yayın ayağı olarak kullanıyorlar!..
Önce Sezer Sezer’den başlayalım…
Bu arkadaş ofisime giden gelen, benimle adam gibi sohbet eden ama sonrasında sohbetleri çarpıtan kendi organize ekibinin çıkarları için kullanan bir arkadaş…
Bir de Berat var!..
Malum asıl adı Faruk olan kişinin yazılarını yazan arkadaş…
Sezer ile Berat kendilerinde Samsun’a ayar veriyorlar…
Bir dönem her taşın altından bunlar çıkıyordu…
Bir sosyal medya hesabı vardı hatırlar mısınız?
Sonradan o dönem bu tür bilinmeyen hesaplara yönelik savcılık soruşturması haberini Ferhat Soy yapınca korkudan kapattılar;
“Paşa Yılmaz”!..
Samsun’un tüm siyasetçisine, iş adamına, bürokratına, gazetecisine sistematik olarak hakaret eden, küfür eden, tartışmaya giren hatta tehdit eden bir profildi…
Bir gün sordum bir gazeteciye kim bu “Paşa Yılmaz” diye?
Bana “Berat” dedi!.. Ama Sezer ile ara sıra ortak kullanıyorlar dedi…
“Ali Budak” kim dedim!
“Paşa Yılmaz’ın yedek hesabı, onu da Sezer kullanıyor” dedi..
Şaşırdım desem yalan olur…
Çünkü mail adresleri ile facebook’ta arama yapıldığında isimlerini facebook zaten veriyordu…
Ayrıca Facebook’tan bilgi öğrenmek kolay!
Şahsınız ile ilgili Facebook’a gerekli belgeleri verince ve suç olan gönderileri gönderince “Facebook Topluluk Standartları” kurallarına “Güvende Kalmanıza Yardım” ve “Saygılı davranışı teşvik etme” maddeleri gereğince “Kötüye Kullanım Şikayeti” ne göre size özet te olsa bir bilgi gönderiyorlar…
Tabi ki bunun için derdinizi anlatacağınız ve anlayacak Facebook ta tanıdık bir Türk arkadaşınızın olması da şart…
Neyse şansımız yerinde gidecek ya!
Bu arkadaşlarda tam bu sıralar asıl adı Faruk olan arkadaş ve iş ortağı Sezer ve arka plandaki yapıları Berat ile birlikte şahsımı hedef haline getirmişlerdi…
O dönem sayın vekil Erhan Usta’nın Cemiyet ziyaretindeki bilerek yanlış anlama ve Gülsüm Atik’in haberi üzerinde şahsımı hedef haline getirme çabaları var…
Bu bölümün detayını bir önceki yazımda yazmıştım…
Bu olay öncesinde Sezer ve Berat kendilerince Samsun’u bir uyuşturucu cenneti gösterme ve bunun üzerinden Sayın vekile yalan yanlış ve “işlerine geldiği gibi” haberler servis etme çabasındalardı…
Çünkü “Samsun ve Uyuşturucu” konusu olduğunda kendi kişisel husumetleri olan işadamını akla getirerek hedef gösterme çabasındalar…
Ben bu rahatsızlığımı sayın vekile de ilettim; kendisini “Samsun’da kişisel husumetleri olan kişiler sizi yanlış yönlendiriyor” dedim…
Danışmanı Yaşar Bey’i de uyardım ama sonrasında maalesef benim dediğimi pek dikkate almadığını fark ettim…
Hatta bu arkadaşlar önden vekile işlerine geldiği gibi bilgi servis edip, sonrasında kendisine açıklama yaptırıp, Pazar günleri gazetenin başında olduklarında ise manşete, sür manşete çeken arkadaşlar…
***
Asıl adı Faruk olan kişi ile bu grubun ilişkisi de kendi aralarında “topal” olarak adlandırdıkları bu arkadaşa ben tanımadığı halde şahsımı hedef olarak sunmalarının nedeni de bu…
Kendi akıllarınca kişisel husumetleri doğrultusunda vekili menuple ederek samsun ve ülke gündeminde hedefleri olan işadamı aleyhinde gündem yaratmak…
Vekili uyaran, uyaracak veya doğru yönlendirecek kişileri de vekilin yanından uzaklaştırmak…
O nedenle şahsımı parti içi muhalefete eş olarak tam bir yalan haber örneği olan “Meral Akşener’in Samsun Organizatörü KURT” temalı haberi yapma nedenleri de bu!..
Tabi ki bu arkadaşları bu iş adamına karşı FETÖ’nün emniyet içerisindeki yapılanmasının basın üzerinden baskı altına almak için nasıl kullandıkları, nerede buluştukları ve ceplerine her ay düzenli harçlıklar aldıklarının kaydı da bir yerlerde var…
Bu işleri araştırırken bu yapıya Samsun’la ilgili olur olmaz dedikoduları taşıyan bir gazetecinin bilgisine daha rastladım. Bunu da gerek görürsem açıklarım…
***
Bu basın üzerinde organize olan bu şahıslar ile ilgili o kadar bilgi, belge ve şahit var ki ben iddiaları okuyunca şok oldum…
Her şeyleri adım adım izlenmiş ve kayıt altına alınmış.
Devletin elinde mevcut…
***
Özetle bu yapının başka uzantıları da var ama çekirdek yapı böyle!..
Bu yapı kendi kişisel husumetleri ve çıkarları amacıyla basını araç olarak kullanıp çoğu zaman paslaşarak birlikte hareket edip Samsun’da basın üzerinde algılar, algıcıklar oluşturma derdindeler…
Devlet bu yapıyı biliyor, izliyor ve soruşturuyor…
Ne zaman ne yapar orasını bilemem ama çok daha vahim ve infihal yaratacak bilgilerin ve iletişim ağlarının olduğunu da biliyorum…
Ne de olsa askeriyede çok dönem espiyonaj eğitimleri aldım ve verdim. Övünmek gibi de olmasın espiyonajım iyidir ve “ishal ağızlı” çok kişiye ulaşabiliyorum…
Bu yazım; Kendini dünyanın en akıllı ve derin adamı sanıp diğer tüm insanları bilip ama sustuğu, sabrettiği için aptal yerine koyan zavallılara ithaf olunur…
Kalın sağlıcakla!..