limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Kazlara özgürlük
Yazarlar // 15 Şubat 2013 Cuma 07:36

İsmail BAŞARAN

Kavaklılar: Tirit bizimdir.
Havzalılar: Tirit bizimdir.
Ladikliler : Tirit bizimdir.
Çarşambalılar: Tirit bizimdir.
Samsun’un bu üç ilçesi de tiridin kendilerine ait yemek olduğunu iddia ederler de ne hikmetse kimse kazlara “Siz kimsiniz ve kiminsiniz?” diye sormak gelmez.
Son zamanlarda Samsun’da özellikle Kavak dernekleri ve kavaklıların sürdürdükleri tirit geceleri artınca “Tirit gerçekten kimindir?” sorusunu sormak aklıma geldi.
Ne Kavaklılara, ne Havzalılara ne de Lâdiklilere sordum bu soruyu.
Ya kime sordum?
Kazlara zordum, kazlara.
“Siz gerçekten kiminsiniz, nesiniz, kiminsiniz?”
Bir kaz soruyla cevap verdi:
“Ne önemi var?”
Ve devam etti:
“Kimin olduğumuzdan daha önemlisi bize nasıl muamele ettikleri, nasıl ve ne için baskı uyguladıkları…”
Kaz sürdürüyor anlatmaya:
“ Anamdan doğduktan sonra, emdiğim süt burnumdan geliyor. Neymiş semirmem gerekirmiş. Bunun için veriyorlar otu veriyorlar yemi, veriyorlar cevizi… Aslında dertleri benim semirmem değil, kendilerini düşündüklerinden besiye aldılar beni. Kar yağınca da gaddarca bastılar bıçağı boğazıma…”
“Kestiler mi?”
“Hem de nasıl…”
“Peki, sen kimsin arkadaş?”
“Kazın ruhuyum, ruhu…”
Bu ruh devam ediyor başına gelenleri anlatmaya:
“Boğazıma bıçağı sürttükten sonra gaddarca yoldular beni. Tüylerimi döktüler hep. Görüntüm hiç de hoşuma gitmedi. Meğer daha başıma gelecek varmış.”
“Gaddarlar bütün bunlar yetmezmiş bedenimi bir çengele astılar, sonra da ateşin üzerine koydular. Ellerinde bir çubuk dürttükçe dürttüler ve ateşte kızartmaya başladılar.
Ben dönerken baktım ki birileri oturmuş bekliyorlar. Önce beni kurtarırlar sandım, sonra hiç de oralı olmadıklarını hissettim.”
Ah be kaz, bundan sonrasını ben de biliyorum.
Oradaydım, yani “Beni kurtarırlar mı” diye düşündüğün kalabalık arasındaydım.
Boşuna beklemişsin.
“Evet, öğrendim ancak çok geç oldu. Yine bıçağı aldılar kestiler de kestiler, sonra elleriyle didiklediler. İçinde pilav olan bir tepsinin üzerine koydular beni. Biraz da lavaş. Giriştiler elma ekşisini beklemeden. Elma ekşisi beni yerken boğazlarına tıkandığımda geldi akıllarına. O kadar yediler ki midelerinde bile rahatsız ettiler beni. Soda içtiler soda. Hele birisi sonra, affedersiniz bir de geğirdi ki…”
Bu kadar serzenişi dinledikten sonra bağırdım:
“Kazlara özgürlük.. Kazlara özgürlük…”

GÜNÜN FIKRASI
Kamyon şoförü Temel’in 'Dikkat alçak köprü!' yazısını görmesiyle köprünün altına sıkışması bir olmuş.
İkaz levhasının daha önceye konması gerektiğini düşünen sinirli Temel yanına gelen polis, "Sıkıştın demek," deyince, adam dayanamamış:
"Hayır Memur bey! Köprüyü taşıyordum, mazotum bitti!"

GÜNÜN SÖZÜ
Dost sanma her yüzüne güleni Gülde Güzel kokar fakat Sonra Batar Dikeni

DUVAR YAZISI
Eğer dünya görüsünüz tuvalet duvarında ise sizin isiniz sifona kalmıştır.