Yazarlar // 14 Eylül 2015 Pazartesi 00:00
Ragıp GÖKER
Bizim takımının tipik bir deplasman takımı.
İçeride veya dışarıda buna göre oynamak akıllıca olur.
Allah'ı var hakkını yiyemem Hasan Kılıç savaşıyor.
Mustafa Sevgi de takımın ataklarını organize etmeye çalışıyor.
Zira ilerideki adamlarımıza onun ayağından servis yapılmasını bekledik yine.
O'nun o oynama arzusu ve hırsı varya "Oyunda bir şey olacaksa, yine de o
yapacak" diye düşündürüyor bizleri.
Nitekim 30. dakikaya kadar sahada uyuyan takımı uyandıran o oldu.
Mehmet Çakır ve Musa Aydın aynı anda ora saha da olurmu?
Mehmet Çakır zaman zaman savunmaya da yardımcı oluyor ama ikisi birden sahadayken Mustafa Sevgi ve ve Hasan Kılıç'a iki misli yük biniyor. Mustafa
Sevgi'de 60. dakikaya kadar dayanabildi zaten.
Zira özellikleMusa Aydın oyunu iki yanıyla oynamaktan uzakgörün verdi.
Bizim takımın kazanması için yapılacak iş çok basit aslında.
Topu at Ofeodu'nun önüne gerisini düşünme.
O atamazsa Kone atar nasıl olsa.
Ofeodu en büyük silahımız gibi duruyor ama Kone bu seneki en büyük kazancımız olacak.
Ümit Özat, Musa Aydın'ı 53'te dişarı aldı ama Mehmet Çakır'ı neden israrla sahada tuttuğunu 55.'te anladık.
Bu dakikaya kadar iki kere topa vuran Çakır ilkinde topu kuşlara attı ama ikinci de çatalı gördü ve Şanlıurfa'yı tam 12'den vurdu.
Şanlıurfapor, bizi bir hayli zorladı aslında.
İki pozisyonda bizi zorladılar, birinde kalcimiz Bekir, diğerinde Canberk zamanında müdahalelerle kalemizi gole kapadılar.
Kaleci Bekir'i merak etmişinizdir.
Bir Furkan değil elbette ama fena oyuncu da değil.
Takımın aksayan yönlerine rağmen kazanmak güzel bir duygu.