Kayyum: O Da Ne Demek?

Dünyadaki tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir tür yönetim biçimidir.

Demokrasi kısaca böyle tarif ediliyor.

Ve fakat.

Bu tarifteki kilit cümle şu bence:

Organizasyon ve devlet politikasını şekillendirmede herkesin, eşit hakka sahip olması.

Bunu olduğu gibi kabul edenlere ‘’Demokrat’’ diyoruz zaten.

Kabul etmeyenler içinde herkes kendi meşrebine göre bir tarif yapar.

Ben yapmayayım, varın o tarifi de siz yapın.

Samsun’da belediyelerin yönetimi çok eleştiriliyor.

Hangi partiden seçildiklerine bakmaksızın biz de birçoğunu eleştiriyoruz.

‘’Enkaz devraldık veya pandemi sürecinden geçtik’’ gibi nedenlerle mazeret ileri sürseler bile, halka hizmet etmek amacıyla seçilmiş başkanların ileri sürdükleri bu mazeretleri kabul etmiyoruz.

‘’Belediyelerin durumunu biliyordunuz, buna rağmen aday oldunuz’’ diyoruz.

Buna karşın hiçbir belediye başkanının iyi niyetinden şüphem yok.

Her başkanın ilçesindeki sorunları çözmek için gayret gösterdiğine inanıyorum.

Başarılı olanlar da var.

Başarısız olanlarda.

Bir buçuk yıl önce önümüze bir sandık kondu.

Üç buçuk yıl sonra yine bir sandık konacak.

Başarılı gördüklerimize ‘’Devem et’’ derken.

Başarısız olduklarına inandığımıza da ’’Senin için buraya kadar’’ diyeceğiz.

‘’Yok, böyle yapmayalım’’ diyor şimdi birileri.

Seçimi beklemenin gereksiz olduğunu, seçilmişin kovularak yerine atanmışlardan birinin getirilebileceğini iddia ediyorlar.

Ve bu iddiayı seçimle iş başına gelerek ülkeyi yöneten bir siyasi partinin il başkanı tarafından ileri sürülmesi ilginç aslında

İlkadım ve Atakum’u kaybetmek, Samsun’dan her seçimde Türkiye ortalamasının üzerinde oy almaya alışmış bir parti için kolay kabul edilebilir bir durum değildir elbette.

Bunu anlarım.

Ancak, bu başkanları kovup, yerine atanmışlardan birini kayyum olarak görevlendirmek ne demek.

Bunu anlayamam.

Kabul de edemem.

Şu gerçeği unutmasın hiç kimse.

En kötü seçilmiş, en iyi atanmıştan iyidir.

Seçilmişlerde hata yapar elbette.

‘’Demokrasi var’’ diye hataları da görmezden gelemeyiz.

Seçilmiş olsalar bile kimsenin suç işleme özgürlüğü de olamaz.

Demokrasiler, kendi içinde oluşacak böyle sorunları çözecek mekanizmaları da geliştirmiş.

En büyük mahkeme halkın iradesi olsa da, ‘Adalet’ kurumu diye bilinen bir mekanizma var.

Mahkemeler, kurulmuş yani.

Ama mahkemelere bile gitmeden, yani yargı hükmü beklenmeden belediyeye kayyum atanabilirmiş

Demokrasinin tarifi çok kolay yapılıyor

Ama anlayıp, özümseyebiliyor muyuz?

Önemli olan budur bence.