limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Kasıt yoktur tamam da ihmali olanlara ne diyeceğiz?
Yazarlar // 13 Aralık 2012 Perşembe 08:30

İsmail BAŞARAN

Samsun’da yaklaşık altı ay önce meydana gelen ve 14 kişinin can verdiği sel felaketine neyin yol açtığı araştırıla dursun, Büyükşehir Belediyesi derelerde ıslah çalışmalarını sürdürüyor.

Bu çalışmalara öncelikle Atakum ilçesinden başladığı ve can kayıplarının yaşandığı Canik ilçesini es geçtiği gerekçesiyle eleştirilen Samsun Büyükşehir Belediyesi o malum yerde Yılanlıdere üzerinde kapattığı bölgenin açılması için çalışmalara başladı.

Hani “Üzeri kapatıldığı için sel suları tarafından getirilen ağaçlar menfezi kapattı, bu nedenle de su dere yatağından değil yolun üzerinden akıp Toki binalarının alt bölgelerine ulaştı ve insanların ölümüne yol açtı” iddiaları ortaya atılan bölge var ya işte orada yıkımlar başladı.

Büyükşehir Belediyesi tarafından kapatılmıştı burası.

O dönemde bu bölgenin insanlar sel sularında boğulsun diye kasıtlı yapılmadı buna adım gibi eminim.

Kasıt yok tamam da ihmal de yok mu?

Beceriksizlik ve vurdumduymazlık, öngörü eksikliği de yok mu?

Bu konuda ihmali olanlara ne yapılacak?

Hiçbir şey olmamış gibi devam mı edecekler yeni ihmallere…

Madalyonun diğer tarafında ise bu konuyla ilgili sürdürülen araştırmalar var.

Ne oldu bu araştırmalar?

Neden bir türlü sonuçlanamıyor?

Sonucun bir türlü açıklanamaması konuyla ilgili yargılamanın başlayacağı anlamını mı taşıyor?

Bir de neden bu yargılama halen başlamıyor?

Başlamayacak mı acaba?

14 can durup dururken mi son yolculuklarına çıktı?

Ya ihmal vardır, ya da…

Herhalde kasıt yoktur değil mi?

Ben kimseyi böyle suçlayamam.

Suçlayamam da ihmali olanlar varsa en azından açıklansa ya…


FİLMİN TANITIMI BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan takmış diline Muhteşem Yüzyıl adlı diziyi kanal kanal gezip reklamını yapıyor.
Süleyman'mış, haremmiş, haremdeki hatunlarmış...
Türk tarihi bu değilmiş.
Beş yüz yıl önce kim yazmış ki?
O tarihlerde bugünkü gibi yalamalar ve beslemeler yokmuş herhalde.
Yazanlar izlenimlerini ve de o günlerde yaşananları kaleme almışlar.
Saygıdeğer Başbakan diziyi eleştirirken reklamını yapıor.Bunun farkındadır sanırım.
Aslına bakarsanız dizinin eleştirilen tarafı harem falan değil.
Y ne?
Sen Alman ve İtalyan krallarının elçilerini nasıl iki paralık edersin...
Sadece Muhteşem Yüzyıl mı?Ustura Kemal de gitti.
Neden?
Türk televizyonlarında İngiliz askerine tokat atılır mı?
İngiliz subayı iki paralık duruma getirilir mi?
Getirirsen kaldırırlar yayından.
Yayından kaldırılmayan dizi hangisi?
Kurtlar Vadisi elbette.
Sanki senaryosunu Türk Dışişleri Bakanşığı ilgilileri yazmışlar.
Suriye'ye muhaliflere yardıma gidersen, yıllardır PKK'ya yapamadıklarını dizide yaptırırsan neden kaldıracaksın ki yayından.
Bas gazı...
Önümüzdeki günlerde Başbakan Erdoğan Kurtlar Vadisi dizisini överse vallahi de şaşırmam billahi de şaşırmam..

KÜRTÇE BİTTİ SIRA LAZCA'DA
hazır dizilerden açılmışken devam edelim.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da çekilen diziler işlevini yerine getirdi herhalde.
Çünkü artık terör örgütü PKK elemanlarının terörist olmadığı anlatılmaya başlandı.
Hay sizin...
Bu dizilerin de yardımıyla kürtçe ana dilden sayıldı.
Sırada lazca var.
Dizileri çekilip yayına verilmeye başlandı.
Manzara şahane.
Görsel olarak harika, mekânlar daha da harika.
İlgi var.
Lazca konuşmalar da.
Dedik ya herkes görevini yapıyor.

GÜNÜN FIKRASI
Sarhoşun biri sabaha karşı zil-zurna evine dönmüş kapının önünde gürültülü bir şekilde kapıyı açmaya çalışıyordu. Gürültüye uyanan karısı camdan başını çıkartıp bağırdı:

-"Al hınzır herif! Al anahtarı atıyorum, gürültü etme de gir içeri kahrolası!"

- "Karıcığım" dedi sarhoş:

-"Bende anahtar var mümkünse sen bana anahtar deliğini göster!"

GÜNÜN SÖZÜ
İmanın iktidar olmadığı yürekte şeytan ihtilal yapar...

DUVAR YAZISI
Adam olmak bir gruba dahil olmak değil bir duruşa sahip olmaktır...