MHP İl Başkanı Abdullah Karapıçak, milletvekili adaylığını düşündüğü için görevinden istifa etmiş.
Aslında daha önce istifa ettiği işitilince gazeteden arkadaşlar kendisini arayarak sormuşlar.
''İstifa yalan, adaylık doğru'' demiş.
''İnandık'' diyelim.
İstifa tek taraflıdır zira.
Milletvekili adaylığını düşünüyorsa, aklına ilk düştüğünde ''Ben istifa ediyorum'' demesi gerekirdi aslında.
Ve fakat.
Karapıçak’tan bu haberin yayınlandığı gün ''İstifa ettim'' açıklaması geldi.
Ne oldu şimdi?
Bir gün de ne değişti.
''Türk Dünyasının Bilge Lideri Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin tensip ve talimatları başladığım, İl Kongresi sonucunda Milliyetçi Hareket Partisi Samsun İl Delegelerinin teveccühü ile yeniden seçildiğim Milliyetçi Hareket Partisi Samsun İl Başkanlığı görevimden; Saygıdeğer Büyüğümüz Devlet Bahçeli Beyefendinin İl Başkanları Toplantısında vermiş oldukları talimatları uyarınca, MHP Parti Tüzüğünün 94.Maddesine istinaden, önümüzdeki genel seçimlerde milletvekili aday adayı olmak niyeti ile ayrılmış bulunmaktayım.'' diye başlayan bir açıklama göndermiş.
Bu duyurusuna bizi ve belki de daha çok kendisini inandırmak için de ''Bilinmesini isterim ki; Asıl gayemiz; görev süremiz boyunca, gerek girdiğimiz seçimlerde, gerekse de ilimizin ve ülkemizin yaşadığı sıkıntılar karşısında birlikte omuzladığımız büyük mücadeleler sonucu İl ve İlçe Teşkilatları ile, İlçe Belediyeleri ile, Ülkü Ocakları ile, Bağlı ve Ülkücü Kuruluşları ve Sendikaları ile, İl Genel ve Belediye Meclis Grupları ile, gün geçtikçe daha da çelikleşen bir anlayışla birbirine kenetlenerek, neredeyse ülkemizde bir çok teşkilata rol model olmayı başarmış MHP Samsun Teşkilatının bu süreçten güçlenerek çıkabilmesini sağlamaktır'' diye devam eden hamaset dolu cümleler eklemeyi de ihmal etmemiş.
Açıklamayı okuyunca ''Geç bunları'' demek geldi içimden.
İstifayı Genel Başkan istemişse doğrusunu yapmış zaten ama bütün bunları yazmanın gereği nedir
Ne gerek var yani.
''Kendisini kime anlatmaya çalışıyor acaba'' diye düşündüm haliyle.
İl Başkanlarının partisinin başarısı için çalışması zaten öncelikli görevidir.
İl Başkanlığından ayrılınca partiye bağlılığı da sona ermiyor ki;
Kaldı ki milletvekilliği düşünülüyorsa ki öyle olduğu anlaşılıyor.
Herkesten fazla adayların çaba harcayacağını da herkes bilir zaten.
Öyleyse ne gerek var bunları söylemeye..
Değil mi?
Bir gün önce, duyulmuş istifa haberini yalanlayıp, bir gün sonra ''Büyüğümüz öyle istedi, istifa ettim'' deniliyor ve bizim de buna inanmamız isteniyor.
Peki inanalım.
Ve fakat.
''Daha önce istifa etmiş olabilir mi ve teşkilatları biraz daha kontrolünde tutmak için bunu gizleme gereği duymuş olabilir mi?'' şeklinde o soru zihnimizin bir tarafını hep meşgul edecek.
Ne var bunda demeyin.
Sadece Abdullah Karapıçak milletvekili adayı, ya da aday adayı olmayacak ki.
O listeye dokuz kişi yazılacak ama aday olmayı düşünen onlarca kişi olacak.
Aday yada aday adaylarından biri, il başkanlığı makamının etkisiyle teşkilatı kontrolü altında tutmaya devam ederse, diğer adaylara ya da aday adaylarına yazık değil mi?
Karapıçak’ın açıklamasına İnananlar da vardır elbette ama bazıları da şöyle düşünüyor muhtemelen:
''Yeme bizi..''