AK Parti Çevre, Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, Çarşamba Ovasının göbeğine kurulmak istenen Biyokütle Enerji Santraline yapılan eleştiriler için “Kara propaganda” demiş.
Karaaslan ayrıca, kamuoyunda oluşan bu algının aksine biyokütle enerjinin temiz ve yenilenebilir olduğunu da söylemiş
Ve fakat
Karasalan’ın bu açıklamayı, ‘Türk Mileti Adına’ bir vurguyla, ovada santral kurulamayacağını hükmeden mahkeme kararına rağmen yapmış olmasını da manidar buldum.
Yargı üzerinde vesayet tartışmalarının yapıldığı günümüzde, iktidar partisi yetkililerinin bu türden açıklamalarını doğru bulmuyorum.
Karasalan’ın iddia ettiği gibi biyokütle enerji santralleri, fosil yakıtla çalışan termik santraller kadar çevreye zarar vermeyebilir belki ama tamamen zararsız olduklarına da inanamıyorum.
Ülkemizin enerjiye ihtiyacı var elbette.
Özellikle sanayide çarkları çevirebilmek için enerji üretmek zorundayız, bunu da biliyorum.
İyi de..
Neden ovanın göbeğinde kuruluyor.
Bu santralleri kurmak için başka yer mi kalmadı bu ülkede.
Ama derseniz ki, “Soğutma suyu için ovanın soyuna ihtiyaç var. Müteşebbis dağ başında suyu nereden bulacak, bulsa bile ovada ucuza su elde etmek varken, dağ başına su taşımak için müteşebbis o harcamayı neden yapsın”.
O başka.
Kaldı ki, mahkeme de..
Bu satırların yazarı gibi bir çok kişi de, enerji santralleri kuramazsınız demiyor.
Bunu neden ovanın göbeğinde yapıyorsunuz diyoruz.
İkisi aynı şey değil yani.
AK Parti Şehir, Çevre ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karasalan’ın, biyokütle enerji santralleri için ‘Cici’ yakıştırması yapmasına şaşırırken, ülkemizin oksijen deposu Kazdağları’da siyanürle altın aranması konusunda bir açıklamasını ise okumadım.
İktidar partisinin çevreden sorumlu genel başkan yardımcısının, benzer bir tepkiyi Cerrattepe ve Fatsa’daki altın madenleri için de bekledim açıkça.
Parti politikası diye, Karaaslan’ın buna cesaret edemediğini düşünelim ve bir an için olsa da kendisine hak verelim ama son genel seçimde partisine 443 bin dolayında vatandaşın oy verdiği ve kendisininden milletvekili seçildiği Samsun’un Şahin Dağı’ndaki benzer bir bir çalışma hakkında da tek kelime etmedi.
Biyokütle enerji santrallerini zararsız gördüğünü söylemek durumunda kalan Çiğdem Hanım, siyanürle altın arama işinin de çevreye zarar vermeyeceğini söylemez sanırım.
“Söyler” mi dediniz.
Yok canım.
O kadar da değildir.