Yazarlar // 1 Mart 2015 Pazar 00:00
Ragıp GÖKER
Şilebin vinci çıkartmıştı nâşınızı
ve paydostan önce yıkamıştı kıpkırmızı kanınız
simsiyah başınızı.
Kim bilir nasıl yanmıştır canınız...
Nazım Hikmet
Bundan yaklaşık iki yıl 3 ay önce geldi o haber.
Cengiz İnşaatın sahibi olduğu Samsun Bakır fabrikasının bahçesinde yaptırılan amonyak tankının tepesine konacak kapak, işçilerin üzerine düşmüş.
“Kapak” dediysek.
Gazoz kapağı değil.
Tonlarca ağırlığında tamamı çelikten devasa bir kütleden söz ediyorum.
“Feci kaza” dendi.
O kapağın altında kalan 7 işçi kardeşimiz ölmüş, 12’si de yaralanmıştı.
İşin sahibi Cengiz Holding’ti ama holding, o tankın yapımını bir başka şirkete ihaleyle vermişti. İhaleyi alan da o işi yapacak bir taşeron bulmuş ve işi ona devretmişti.
İşi yapan taşerondu.
İşçiler de dolayısıyla taşeronun ‘modern köleleriydi’
Canları yandı mı bilemem ama taşeronun 7 işçisi oracıkta can vermişti ki; hemen hemen tamamı ekmek parası kazanmak için uzak diyarlardan, çoğu da Kütahya’dan Samsun’a gelmişti.
Adına “Kaza” denmişti bir kere.
Bir kamu davası açılmıştı ama Cengiz Gurubundan kimse suçlanmamıştı.
Mahkeme tarafından biri taşeron’un yetkilisi olmak üzere iki kişi tutuklanmış, 8 kişinin de tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti. Daha sonra bir kişi daha mahkemece serbest bırakılmış, tutuklu olarak sadece o taşeronun yetkilisi kalmıştı.
Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada tek tutuklu sanığın avukatı müvekkilinin de tahliyesini istemiş, mahkeme de bu karara uymuş.
Dolayısıyla o kapağın aldığı canlar nedeniyle cezaevinde tutuklu kimse kalmamış.
Bence de doğru bir karar.
İşin asıl sahipleri dışarıdayken, taşeronun kölesi niye içeride kalsın ki.
Dava devam ediyor.
Bu nedenle mahkeme kararını etkileyecek bir şey söylemem mümkün değil elbette.
Ayrıca, adaletin en doğru kararı vereceğine de inanıyorum.
Ama halk arasında bir deyim var ya hani “Ölen, öldüğüyle kalıyor” diye.
O kapak ölülerle birlikte birçok şeyi örtmüş.
V e fakat
Hani ölen öldüğüyle kalıyor da.
En azından ‘yapanın yanına kar kalmasa’