Bugün size Urfa notlarımı yazacaktım.
Yazıya da başlamıştım aslında ama gazetede o haberi görünce Urfa notlarını yazmak bir başka güne kaldı.
Büyükşehir Belediyesinde yetkili bir muhterem, Mimarlar Odası Samsun Şubesinin başvurusu sonucu mahkeme tarafından yapımı durdurulmuş olan o sahil yolunu yapmaya devam edeceklerini söylemiş.
Yani bir anlamda "Kanun nizam tanımayız" demiş.
Kusura bakmayın beyler ama bu sözün uyandırdığı algı böyle.
Niye böyle söylüyorum.
Mahkemeler, kanunlarla kurulmuştur.
Kararlarını da yasama organımız olan Büyük Millet Meclisimiz tarafından düzenlenen yaslara göre alırlar.
Mahkeme kararları kamu yararı taşır yani.
Mahkemeler, mecliste düzenlenen yaslara dayanarak karar verdiklerine göre bir başka deyişle 'milli iradenin' sesidir.
Bu nedenledir ki, "Mahkeme durdurdu ama biz o yolu yapmaya devam edeceğiz" denmesine, kimse kusura bakmasın ama başka bir anlam yükleyemiyorum.
Bu torba yasalarla birlikte idarelere iki yıl boyunca mahkeme kararlarını uygulamama gibi bir yetki verildiğini biliyoruz.
O muhterem bu açıklamayı kendilerine verilen o yetkiye dayanarak yapmış olabilir.
Böyle olsa da bu şekilde açıklama yapılması doğru değildir.
Mahkeme kararları yani bir anlamda kanun ve nizam ilkeleri, halkın gözünde itibarsızlaştırılmamalıdır.
Hani nasıl söylenir:
"İpin ucu bir kere kaçmaya görsün"
Vatandaşlar da mahkeme kararlarını dinlememeye başlarsa, ne olur bu ülkenin durumu.
Bak mahkemenin iptal kararına rağmen halkımız o parkomatçıların kestikleri cezaları ödemeye devam ediyorlar.
Büyükşehir yönetimi. Mahkeme tarafından uygun bulunmayan bu parkomat uygulamasına da devam edeceğini söylüyor.
Yeni bir düzenleme yapacaklarmış.
Ama o parkomat uygulamasının şu sıralara yasal bir dayanağı bulunmuyor.
Mahkeme tarafından uygulamanın doğru olmadığına karar verilmesine rağmen, aracına ceza uygulanan biri veya birileri parkomat görevlisine "Deli Dumrul'musun sen, ne hakla bana ceza kesiyorsun" derse ve o görevlileriyle aralarında istenmeyen bir durum oluşursa, bunun bedelini kim ödeyecek?
Kanun ve nizam tanımayanlar mı?
Kanun ve nizama uyduğu için başı belaya giren vatandaşlar mı?