Kamu Hastanelerinin Hantal Yapısı

Yazarlar // 13 Aralık 2014 Cumartesi 00:00

Ragıp GÖKER

Bir süre önce Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği diye bir birim kuruldu ve devlet hastanelerinin yönetimi buraya bağlandı.
Devlet hastaneleri için gerekli malzemelerinin tümü bu birim tarafından yapılıyor.
Hacim çok büyük yani!
İğneden ipliğe her şeyin alınmasına buradaki arkadaşlar karar veriyor.
Ama ameliyatlar sonrası kullanılan bir ‘Diren’in ölçüsü ne kadar olmalı, buna bir türlü karar veremiyorlar her nedense.
Kötü niyetli olmadıklarına inanıyorum, bu bakımdan devlet hastanelerinde ameliyat yapılmasını istemediklerini düşünmüyorum bile ama sonuçta devlet hastanelerinde bazen ameliyatlar yapılamıyor.
Bu ‘Genel Sekreter’ ve yardımcıları o görevlere iki yıl için atanıyorlar.
Samsun Kamu Hastaneleri birliği Genel Sekreteri ve yardımcılarının görevi 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle sona erecek ve bu nedenle yerlerine yenileri atanacak.
Şu günlerde kimin ‘Genel Sekreter’ olacağı tartışma konusu olmuş durumda.
Siyasi iktidarın oraya kendinden birini atamak istemesi çok doğaldır.
Samsun ‘da kurulu devlet hastanelerinin bütün sağlık harcamalarının o makamdan yapılacak olması ve atanacak kişinin tek karar verici olması nedeniyledir ki, atamaya herkes müdahil olmak istiyor.
Bütün bunlar bir tarafa Cem Şahan’ın dün Sayıştay raporlarına dayandırdığı yazısında dile getirmiş olduğu gibi konunun bir de ‘döner sermaye’ boyutu var.
Döner sermayeden gelen paranın yüzde 6’sı sözleşmeli personel tarafından alınıyormuş. Yani yüksek maaş alanlar, döner sermayeden de yüksek oranda pay alıyormuş.
Hastanelerdeki bütün yükü çeken doktorların döner sermayeden pay almasını, bir hak olarak görürüm de. Yönetici niye pay alır onu anlayamam. Zira maaşı bütün personelden daha fazladır.
Hedef HALK bir süredir yapılacak bu atama konusundaki haberleri manşetine taşıyor. Bu atama nedeniyle yaşanan kavganın izlerini o haberlerde görmek mümkün.
Ama ben temelde bu yapının zaten doğru olmadığını düşünüyorum.
“Eski yapının suyu mu çıkmıştı?” diye de soruyorum.
Tepede bir Genel Sekreter var ve bir de onun yardımcıları.
Hastanelerde de bir ‘Başhekim’ var, bir de ‘Yönetici’ sıfatında başka birisi.
Hastanelerde kayda değer olmadığı bilinen küçük bir malzemenin alınması için bile ‘kim karar verecek?’ dersiniz.
Başhekim mi?
Hastane yöneticisi mi?
Sorun da burada işte.
Evrak elden ele dolaştırılıyor ve sonuçta Genel Sekretere kadar gidiyor.
Sağlık gibi hemen çözüm bulunması gereken bir konuda harcanan zaman kimsenin umurunda olmuyor.
Yapı daha hantal bir durum almış onu söylemek istiyorum.
Bu durumda AK Partinin sağlıkta yapmak istediği reformlarda çöpe gitmiş oluyor.
Kendi ayağına kurşun sıkmak gibi bir durum oluşuyor yani.