Sizin içinizden birsinin kahramanı olmak istemiştim.
Bunun için gönüllü Kök Hücre bağışçısı olamaya niyetlenmiştim.
Ama ne yazık ki sizin kahramanınız olamadım.
Ve fakat
Benim suçum değil bu durum.
Sistem henüz hazır değilmiş.
Sözüm söz.
Sistem hazır hale geldiğinde ve ben hala sağ ve sağlıklı isem. İçinizden birisi için ‘Kahraman’ olmaya hazırım.
Bu söylediklerimden pek bişey anlamadınız sanırım.
Anlatayım o vakit.
Geçtiğimiz ayların birinde başarılı televizyoncu Okan Bayülgen tarafından hazırlanan bir televizyon programı izlemiştim.
Program, ‘Benim Kahramanım Sensin’ adını taşıyordu.
Hematolog Prof. Dr. Mehmet Ali Özcan ve Sağlık Bakanlığına açtığı davalarla kök hücre nakli ile ilgili hukuki düzenlemelerin yapılmasında etkin rolü olan Avukat Mert Van, programın konuklarıydı. Seçil adlı bir genç kız da programın konukları arasındaydı. Düğününe 3 gün kala kan kanseri olduğunu öğrenen Seçil, nişanlısı olan delikanlıyla birlikte o programa katılmıştı. Kemik iliği nakli için gün sayıyor Seçil. “Ben bu hastalığı yendim” diyor. İyi ve sağlıklı olduğuna inanıyor ama o lanet hastalığı tümden yenip yok edebilmesi ancak bünyesine uygun ilik nakli ile mümkün olacak.
Üç gün önce bir gazete haberiyle kaybettiğimizi öğrendiğim Talha bebeğin babası da telefonla programa bağlanmıştı. Talha Bebek henüz 7 veya 8 aylıktı ama 4 aydan bu yana bir hastane odasında o minik bedeniyle o lanet hastalığı yenmeye çalışıyordu.
Kordon bağındaki kan örneğinden elde edilecek ilik, onun için Amerika’daki bir kemik iliği bankasında bulunmuştu. Nakil yapılacaktı ama Talha bebeğin minik bedeni o nakle yetişememişti.
Allah, Talha Bebeği cennetine aldı.
Babacığı da böyle bir ihtimali düşünüyor olmalıydı ki, titreyen sesiyle şöyle sesleniyordu herkese:
“Benim bebeğim için kök hücre yöntemiyle ilik nakli yetişir mi bilemem. Ama binlerce, on binlerce hasta ilik nakli bekliyor. Bunun için herkes kan bağışında bulunmalı”
Lösemi yani bilinen adıyla Kan Kanseri, Kök hücre yönetmeyle yapılan kemik iliği nakli ile kesin olarak tedavi edilebiliyor. O akşam, Okan Bayülgen’in, ‘Benim Kahraman’ım Sensin’ rumuzuyla yayınladığı programını izleyince bunu öğrenmiştim ve ertesi gün ‘Benim Kahramanım Sensin’ adını verdiğim o yazıyı yazmıştım.
O yazıda Kök Hücre Nakli ile ilgili gönüllü bağışçı olacağımı duyurmuştum.
Kurulacak Kök Hücre Bankası için kan bağışları Kızılay’ın Kan Merkezlerine yapılacakmış ama Kızılay’ın bunun için gerekli altyapıyı hazırlaması gerekiyormuş.
10 gün kadar önceydi.
Kızılay’ın İstiklal Caddesi üzerindeki Kan Merkezi’ne giderek gönüllü bağışçı olacağımı söyledim.
Kızılay henüz hazırlıklarını tamamlayamamış.
Bu nedenle kan bağışında bulunamadım. Ki, kök hücre nakli için gerekli olan iliğin temini artık çok kolay hale gelmiş. Daha önceleri nakil için gerekli olan ilik, leğen kemiğinden bir operasyon sonucunda temin edilebiliyorken, günümüzde ise artık sadece vereceğiniz bir miktar kandan üretiliyor.
Benim yaşım 56’yı buldu. Kök hücre bağışçısı olabilmek için 55 yaş üst sınır olarak kabul ediliyor. Ama ben yinede içinizden birinin kahramanı olabilmeyi çok istiyorum. O nedenle gönüllü olabilmek için bir kez daha başvuruda bulacağım. Sizi de içimizden birisinin kahramanı olmaya davet ediyorum.
Sağlıklıysanız ve 55 yaşını geçmediyseniz eğer…
Siz de birinin kahramanı olmayı deneyin lütfen!