Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın bir gün önce yaptığı “SOKAK YASAĞI YOK” açıklamasına rağmen, İçişleri Bakanlığının hafta sonu 15 ilde sokağa çıkma yasağı uygulanacağını duyurmasının ardından bu kararın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından iptal edilmesi ise kafaları karıştırdı.
Korona ile ilgili veriler her gün Sağlık Bakanı tarafından açıklanıyor.
Bir kişinin bile hayatını kaybetmiş olması üzücüdür elbette ama verilere göre korondan hayatını kaybedenlerin sayısının 20’li dolaylarda seyrettiğini görmek hepimizi sevindiriyor.
Günlük test sayısının 50 bine ulaşmış ve hatta bunu bile geçmiş olmasına rağmen, günlük vaka sayısı da binin altında olduğunda ve virüsü yenenlerin vaka sayısını geçtiğini gördüğümüzde de çok seviniyoruz.
Bu illeti elbette yeneceğiz.
“Birlikte yeneceğiz” şeklindeki o sloganı da boşuna geliştirmedik.
Buna inanıyoruz sahiden.
Ve fakat
Bunu başarabilmemiz için uymamız gereken kurallar var.
Virüsün ülkemizde yayılmaya başladığı ilk günlerde bakanlık tarafından açıklanan o 14 kuralı hiçbir zaman unutmamalıyız.
14 kuralın tamamını burada yazmayacağım ama maskesiz sokağa çıkmamak, sosyal mesafeyi korumak ve kişisel temizliğimize azami özen göstermek gibi kurallara uyma konusunda gevşemeyeceğiz.
“Bana bir şey olmaz” demeyeceğiz yani.
Bir hekim arkadaşımdan dinlemiştim.
Pandemi hastanelerinde virüse yakalanan sağlık personeli, korona servisinde görev yapmayanlar arasında daha yaygınmış.
Korona servislerinde görev yapanlar, virüse karşı dikkatlice korunurken ve dolayısıyla kurallara sıkı sıkıya uyurken, diğer servislerde çalışanlar, “Bana bir şey olmaz” diyor olmalılar.
Tıpkı sokağa maskesiz çıkanlar ve sosyal mesafe kuralına uymayanlar gibi.
Kamu hastanelerimizin birinde, yasakların son bulduğu geçen hafta öncesi testlerde pozitif vaka sayısı 10-15 dolayına kadar gerilemiş.
Ama yasakların sona erdiği günün ertesinde birden bire vaka sayısı 43 olmuş.
Pozitif vaka sayısı 10-15 dolayında seyrederken, hastanelerimizde de normalleşme çalışmalarına başlanacaktı.
Servislerin yeniden düzenlenmesi amaçlanıyordu ancak, vaka sayısındaki ani artış, mevcut uygulamalara bir süre daha devam edilmesini zorunlu kıldı.
Samun’da vaka sayılarındaki artış herkesi korkuttu galiba.
Oysa bakanlığın açıkladığı veriler, pozitif vaka sayısının ülke genelinde azaldığını düşündürmüştü bize.
Kişisel korunma kurallarımızı gevşetmemişsin nedeni de bu olsa gerek.
Koronanın şakası yok oysa.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ikinci bir dalganın söz konusu olmadığını açıklasa da uzamanlar, ikinci bir dalganın oluşmasından korkuyorlar ve bu konuda sürekli uyardı bulunuyorlar.
Samsun’daki durum korkuttu bizi.
H.HALK, önceki gün “VİRÜSTE 2.DALGA SAMSUN’U MU VURDU” manşetiyle çıktı.
Haberde, Çarşamba ve Bafra’da vaka sayılarının korkuttuğuna vurgu yapılıyordu.
Ki;
Özellikle Bafra’daki vaka sayısının, Samsun’un en büyük ilçesi olan İlkadım’daki vaka sayısının iki katı dolayında olması düşündürücüdür.
H.HALK’ın haberinde vurgu yapıldığı gibi, bir bankanın çağrı merkezinde çalışanlar arasında virüsün yaygın çıkması, sosyal mesafe kuralına uymamız konusunda hepimiz için bir uyarıdır aslında.
Çağrı merkezlerinde çalışanlar, tabir yerindeyse dip dibe görev yapıyorlar biliyorsunuz.
Geçen haftadan bu yana başlayan döneme ‘Yeni Normalleşme Dönemi’ adı verildi.
Yasaklar kalkınca hemen yelkenleri suya indirdik.
Gevşedik yani.
İçişleri Bakanlığı da bu nedenle hafta sonu sokağa çıkma yasağı koydu.
Yasak kararı uygulanmış olsaydı, bu durum en çok da lokantacı ve kafeterya gibi işletmeleri zora sokacaktı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülke genelinde günlük vaka sayısının 700’e kadar indiğini bildirmesine rağmen hafta sonu için konulan yasağı, “ Bu kararın, farklı sosyal ve ekonomik sonuçlara yol açacağı anlaşıldı” gerekçesiyle iptal ettiğini duyurdu.
Sokağa çıkma yasakları, virüsün yayılmasını önlemek amacıyla konmuştu.
Son kararın da bu nedenle alındığını düşünüyorum ama buna rağmen, virüsün yayılma hızı, bakanlığın verilerinde belirtildiği gibi azalmaya devam eder umarım.