Bir partiyi iktidara getiren en önemli güç kadınlardır.
İktidardan götürecek olanlar da yine onlardır.
Her ne kadar kadrolarında kadın bulundurmasalar da, siyasal partiler en çok kadınların protestosundan korkarlar.
Kadın artık yeter derse bir partinin iktidarda kalması mümkün değildir.
Her işte böyledir aslında.
Mesela evinizde bir değişiklik yapmaya niyetlenin ve bunu karınızdan izin almadan yapmaya kalkın.
Bakalım yapabilecek misiniz?
Asla yapamazsınız.
Salı günü Hedef HALK’ın ‘Kod Adı YAŞMAK’ manşetiyle çıkan haberini görünce Terme’ye o santrallerin kurulamayacağını düşündüm.
Bir an için olsun rahatladım.
Şimdi diyorum ki:
O termikçilerin ne kadar parası olursa olsun, kimleri para karşılığında sustururlar bilemem ama Termeli kadınlar “İstemem” demişse.
O zehir tacirleri, zehir kusan bacalarını Terme’de tüttüremezler.
Zira kadın istemezse asla olmaz.
O bakımdan Kod Adı YAŞMAK eylemi çok önemlidir.
Şenol Kul’un, neredeyse tek başına sürdürdüğü o mücadelenin yetmeyeceğini düşünüyordum ya.
Şimdi içim rahat.
Çünkü Termeli kadın “İstemem” diyor.
Terme’de termik santrallerin yapımına direnen aralarında TERÇEP üyelerinin de bulunduğu bir avuç gönüllüye haksızlık etmek istemem.
“Şenol Kul tek başına direniyor” diyorsam bunu Terme Belediye Başkanı Şenol Kul’un siyaseten yalnız bırakıldığını anlatmak için söylüyorum.
Yoksa Samsun’dan bazı sivil toplum örgütlerinin de destek verdiği o direnişi küçümsemek amacıyla yazmıyorum bütün bunları.
Onların başlattığı ve Şenol Kul’un da desteklediği bu direnişe bugün kadın eli değmişse onların sayesindedir.
Kadın bizim için kutsaldır.
Anadır çünkü.
Bizi 9 ay kanıyla besleyen ve o tarifi zor acıyla bizi dünyaya getiren analarımızın ve
kadınlarımızın hakkını ödeyemeyiz.
“Cennet analarımızın ayağının altındadır” peygamber sözünü bilen ve bunu kutsal sayan bir dinin inananlarıyız.
Bu bakımdan “Kod Adı Yaşmak” eylemi benim için mübarektir.
Her birinin ellerinden saygıyla öperim.
Diren Terme.
Arkandayız.