İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde (Beyoğlu) zaman zaman rastladığım manzara şöyledir:
Birkaç genç bir araya gelmişler müzik yapıyorlar.
Müzikseverler çevrelerine toplanmış kendilerini izliyor.
İstiklal Caddesi’nin Taksim girişinden Tünel’e kadar bu manzaraya sıkça rastlanıyor.
Bu neden Samsun’da yok diye sorardım kendime…
Pazar günü akşam saatlerinde Samsun’daki İstiklal Caddesi’nde (Çiftlik Caddesi) görünce o manzarayı
gerçekten şaşırdım.
Manzara şöyleydi:
Beş genç bir araya gelmişler müzik yapıyorlardı.
Çevrelerinde kendilerini izleyenler vardı. Gelip geçenler ve durmayanlar ise bakmadan edemiyorlardı.
Lazca parçalar seslendiriyorlardı gençler.
Yüz metre ötelerinde bir başka gurup müzik yapıyorlardı, başka gençler de kendilerini izliyordu. Türkçe pop
söylüyorlardı.
Türk Müziği yapmak ise, ney çalan bir yaşlıya kalmıştı…
Helal olsun gençlere.
Samsun’un İstiklal Caddesi’ne yeni bir ses yeni bire nefes getirmişler.
Sayılarının daha da artması şarttır…
Yoksa durum aynen Mehmet Ercan’ın aşağıdaki dörtlüğüne benzer ki…
İşte o dörtlük:
“Eşek olma diyorum sana semer vururlar.
Onlar yarasalardır geceye kul olurlar.
Gelene ağam, gidene paşam deme,
Çoban ol, sürü olma seni sığır sanırlar.”
İSTİKLAL CADDESİ’NİN DİĞER YÜZÜ
Yağmur yağdı böyle oldu…
Ya da fes düştü kel göründü…
Hangisini söylerseniz söyleyin.
İstiklal Caddesi, yağan yağmurla maalesef ay yüzeyine döndü.
Yıllar önce yapılan parke taşlar geçtiğimiz yılın yaz aylarında yer yer söküldü.
Gerekçe yağmur suyu kalıyormuş bazı yerlerde.
Sökülüp yağılan yerlerin büyük bölümünü gördüm.
Su tutmuyor bildiğiniz göl olmuş.
Sağlık Müdürlüğü’nün önünde biriken sular sıçramasın, araçlar yavaş geçsin diye yolun ortasına taş konulmuş.
Baktım onarılmış yerlerde su birikiyor, eskiden kalma yerlerde ise birikim yok.
Merak ettim:
Madem eskisinden kötü olacaktı, neden yapıldı bu onarım.
Neden onca para harcandı?
Sizin anlayacağınız İstiklal Caddesi’nin bir yüzü güzelleşirken diğer yüzü günden güne çirkinleşiyor.
Ve bizler de hesap soracağımıza geçip gidiyoruz…
CANİK’TE TRAFİK KEŞMEKEŞİ
Samsun’un Canik İlçesi’nde düzeltilmesi için uğraş verilen trafiğin her geçen gün içinden çıkılmaz duruma
geldiğini görünce şaşırıyorum
Sonra da trafiği içinden çıkılmaz duruma getiren viyadüklü geçişin yapımının başlangıcından bu yana sorunun
artarsak büyüdüğünü görüyorum.
Oysa sorunun çözümü sanırım bu değildi.
Doğu çevre yolunun tamamlanması durumunda bu problem ortadan kalkacaktı.
Buraya, bu beton kütlesinin konulması yerine alt geçişler yapılabilirdi.
Buraya beton kütlesini koymadan önceki sıkışıklık şimdilerde keşmekeş hale dönüşmüş.
Buna yol açan ne peki?
İki belediye başkanı arasındaki anlaşmazlık mı?
Eğer öyleyse gerçekten ayıp…
GÜNÜN FIKRASI
Aslanla boğa birlikte meyhaneye gitmişler, içmeye başlamışlar. Boğa tam çakırkeyif olmuş, eğlenmeye yeni
başlamışken, Aslan:
-"Haydi boğa kardeş, benim gitmem lazım" demiş ve kalkmaya yeltenmiş. Bunun üzerine boğa sormuş:
-"Niye ki ya, daha yeni yeni keyfimiz yerine geliyordu?"
-"Yok yok evde hanım bekler şimdi, geç kalmayayım..."
-"Vaay bee... Koskoca ormanlar kralı, böyle kılıbık ha? Ha ha ha ha... Hiç beklemezdim senden doğrusu!
Ormanlar kralıymış!"
-"Eeee... Bizi evde bekleyen seninki gibi bir inek değil azizim, koskoca bir aslan!"
GÜNÜN SÖZÜ
Bir milleti tutsak etmek isterseniz, onun müziğini çürütün. (Konfüçyus)
DUVAR YAZISI
Deveye sormuşlar senin boynun neden eğri? Artık bu konuyla gündeme gelmek istemiyorum, demiş.