limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
İşte sansür girişiminin nedeni
Yazarlar // 12 Eylül 2012 Çarşamba 09:52

İsmail BAŞARAN

Samsun’da bir süre önce Samsun Valisi Sayın Hüseyin Aksoy ajans temsilcileriyle bir kahvaltılı toplantı düzenlemişti.

Bu toplantıda “Üçüncü sayfa haberlerinin” gündeme geldiği ve Sayın Vali’nin kötü örnek olduğu, Samsun’un adının kötüye çıktığı için o haberlerin verilmesini, özellikle de o sayfada verilmemesini istediği” gündeme düşmüştü.

Hatta bu toplantıyı bazı ajans temsilcilerinin terk ettiği de iddia edilmişti.

Ardından Basın İlan Kurumu il yöneticileri aracılığıyla konu yeniden gündeme taşınmış, gazete sahiplerinden bu konu yeniden istenmişti.

“Gazeteler bu haberleri yapmasın ve kullanmasın” denilmişti.

Bu konu nedeniyle Samsun’da Hedef Halk Gazetesi ve tavır koyup bir gün yayınına ara vermişti.

Sonrasında “3. sayfada o haberleri kullanmayacağına söz verenler” sözlerini tutmuş ancak haberleri 3. sayfa yerine manşetlerine taşıştı, halen de taşıyor.

Bu satırların yazarı da daha o günlerde, yani Sayın Samsun Valisi’nin ajans temsilcileriyle yaptığı kahvaltı sonrasında “Bunun adı sansür girişimidir” diye bir yazı kaleme almıştı.

Aradan çok zaman geçmedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da “Terör olaylarının yazılmasını istemediğini” dile getirdi.

Bu isteğe uyan da oldu uymayan da.

Bakarsınız yarınlarda bu olayların yazılmaması için yasa da çıkartılır.

Peki, terör olayları yazılmazsa, Türk Bayrağı şehit tabutlarına sarılmazsa kimse duymayacak mı?

Arap baharını gerçekleştiren sosyal medya Türkiye’de kapatılırsa olanlar bilinmeyecek mi?

Şuyuu vukuundan beterdir, derler.

Söylentiler yayılınca üzerini örtmek mümkün değildir.

Bu sansürcü zihniyetin temel düşüncesi Türkiye’de olmayanları olmuş gibi göstermektir.

Ben Çorum olaylarını yakından bilen birisiyim.

Sivas’taki Madımak yangını olaylarını da…

Her ikisinde de “cami yakıldığı haberi” kulaktan kulağa fısıldanmış ve halk, oyuna getirilmek istenmişti.

İstenmişti de yılların kardeşleri bu oyuna gelmemişti.

Getirilememişti.

“Olmayanı olmuş gibi göstermek isteyen yasakçı zihniyete” bu imkânı Türk halkının vermeyeceğine inanıyorum.

 

GÜN GELİR FUHUŞ ÖVÜLÜR MÜ?

Temel 20 senedir Almanya'da yaşıyormuş. Bir gün göçmen bürosuna gidip Almanya'dan kesin dönüş yapacağını söylemiş.

Göçmen bürosundaki almanlar Temel'i tanıyorlar, seviyorlar. Sormuşlar ; 'niye donuyorsun ?' diye.

Temel 'i…ler yüzünden' demiş.

Bürodakiler şaşırmış, 'seni rahatsız filan ediyorlarsa hemen bir şikâyette bulun, gereğini yaparız. Buradan bu yüzden ayrılmana değmez’ demişler…

Temel : 'beni rahatsız etmiyorlar' demiş.

Bürodakiler yine şaşırmış;

'Peki, neden gidiyorsun ?'

Temel cevaplamış:

'Burada 20 yıl önce i…lik yasaktı, 10 yıl önce serbest oldu, 5 yıl önce de evlenmelerine izin verildi. İ…lik mecbur olmadan dönmek istiyorum…’

Sosyal medyada dolaşan bir yazı var.

Türkiye’de fuhşu yasak olmaktan çıkaranlar, bir gün gelip fuhşu övseler ‘Ben zaten o.. çocuğuydum’ diyecek olanlar var mı bu ülkede diye soruluyor.

Okuyunca korktum, irkildim, ürperdim.

Temel’in yukarıdaki fıkrası geldi aklıma.

Hadi Temel kaçmış kurtulmuş.

Peki, biz nereye kaçacağız birader.

‘Ben zaten O.. çocuğuyum’ diyecek halim yok, Vallahi de billahi de anam mezardan çıkar yer beni…

 

MİLLİ SAVUNMA BAKANI YOK MU?

Afyon Karahisar’da cephanelik patlamasının ardından 25 vatan evladının şehit düşmesi üzerine önce “yaralı var” denildi, sonrasında şehit olduğu açıklandı.

Ne hikmetse Başbakan Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı tarafından9 yapılmadı açıklama.

Orhan Bakanı yaptı açıklamayı ve yüzüne gözüne bulaştırdı.

“Kelle” demedi şehitlere ancak daha beterini yaptı ve Hindistan’la Pakistan’ı soktu işin içine.

Türkiye’ye düşman olmayan bir onlar kalmıştı, onu da becerdi.

Eroğlu ne dedi: “böyle olaylar Hindistan'da da Pakistan'da da oluyor..”

Malum medya bu konuda sesini çıkarmadı ancak sosyal medyada geyiğe düşüverdi iş.

Sosyal Medya geyiklerine göre Bakan Eroğlu’nun sözlerinin üzerine, Hindistan ve Pakistan'dan ortak açıklama gelmiş. Bu açıklamada da “Bizde öyle kaza da yok, öyle kütük de yok… Hepimiz ineğe tapıyoruz ancak böyle bir öküz görmedik…” deniliyormuş.

Anladınız mı şimdi ulaştırma bakanının sosyal medyadan neden korktuğunu ve kapatılması veya kontrol altına alınması için neden uğraş ve demeçler verdiğini.

 

SAĞLIK BAKANLIĞI BIKTIRDI

Sağlık Bakanlığı’nın ilgilileri mi yetkilileri mi nesidir bilmiyorum. Birileri telefonla arayıp bağlıyorlar bir mesaj.

Bayan konuşuyor.

“İyi günler sigarayı bırakmak için..”

Tam burada kapatıyorum telefonu.

Artık o kadar azıttılar ki işi “Hay sizin sigaranızı da” diye başlıyorum telefonu kapatırken.

Haftada birkaç kez aranıyor telefonum.

En Sağlık Bakanı…

Ben sigarayı bırakalı 13 yıl oldu… Aslında zaman tutmuyorum da size bildirmek için araştırdım ne zaman bırakmıştım diye.

Şu sigara işini aklıma o kadar çok soktunuz ki, bu gidişle yeniden başlarsam tek suçlusu sizsiniz haberiniz olsun…

 

GÜNÜN FIKRASI

Arnavut'un tuttuğu at, yarışta en arkaya düşmüş.

Arnavut altta kalmayacak ya, bakmış bakmış:

- Be hey mübarek, demiş, katmış önüne öteki hayvanları, nasıl da koşturuyo bre!..

 

GÜNÜN SÖZÜ

Her ferdi, hatta her topluluğu, hoşlandığı yem ile avlarlar. H. Rahmi Gürpınar

DUVAR YAZISI

El sanatı deyince aklıma ilk Osmanlı tokadı geliyor…