İşinize Gelirse

Pandemi süresince sıkı tutulan önlemler gevşemiyor, biraz daha sıkılaşıyor. Ya aşı ya da test, testi pozitif çıkanlar ise hastaneye veya evine.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından  bu konuda bir açıklama yapıldı. Açıklamaya göre, Kovid-19 aşısı olmayan işçilerden iş yeri veya işveren tarafından zorunlu olarak haftada bir kez PCR testi istenebilecek. Bu testi yaptırmamakta direnen işçiler ne olacak? Bu sorunun yanıtı belli: İşe gelmeyecekler, işyerine alınmayacaklar. İşyerine gelmeyenlerin ücretlerinden kesinti yapılacak mı? Ben işveren olsam yaparım, hiçbir işveren de işe gelmeyen işçilerine ücret ödemez. Hastalık başka sakatlık başka ancak sadece “Ben aşı oymam” diyenler sonuçlarına da katlanacaklar elbet. Hiç kimsenin bir başkasının psikolojisini bozmaya veya hastalık bulaştırmaya hakkı yoktur.

“ana bir şey olmaz” diyenler çevrenize bir bakın, siz de “bana bir şey olmaz” diyenlerin nasıl hastalığa yakalandığını ve hastanelerde nasıl sağlık sorunu çektiklerini göreceksiniz, hatta aranızdan hastalık nedeniyle ölüp ayrılanları bile arayacaksınız, sizler de yapmayın, bazı söylentilere kanıp hem kendinizi hem de yakınlarınızı risk altında tutmayın. Benden hatırlatması, öldükten sonra mezarınıza bile gelinemiyor, uzaktan dua ediliyor. Ahlar vahlar çekiliyor ancak iş işten geçmiş oluyor. Aşısı tamamlanmamış kişilerin THY ile uçuşu da yasaklanmış oluyor.

ERDOĞAN TALİMAT VERDİ ANCAK

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisine emir verdi ve özellikle milletvekilleri ve parti yöneticilerinin sahaya çıkmasını hatta vatandaşın arasında olmasını istedi.

Genel Başkan böyle bir istekte bulunabilir ancak milletvekilleri vatandaşın arasına katılabilecekler mi işin burası bilinmiyor. Katılacaklar elbet, hatta vatandaşla dertleşip sorunlarını da dinleyecekler, bu gezilerde medyaya yansıyacak olan bölüm ise olumlu olacak elbet. Vatandaş, karşısında AK Parti yöneticisi ve milletvekilini görünce sorun söylemeyecek, teşekkür edecek. Sonrasında ise çekip gidecekler, ancak vatandaşlar işte bundan sonra kendi aralarında gerçekleri, hayat pahalılığını konuşmaya başlayacak. Milletvekillerinin ezişinin raporları da Parti Genel Merkezine “çok olumlu geçti vatandaşın hiçbir derdi yok” olarak yansıyacak, kayıtlara da böyle geçecek. Kayıtlara nasıl geçerse geçsin gerçekler değişmeyecek, vatandaş yine derdi olan geçim zorluğuyla başbaşa kalacak.

Eğer vatandaş olarak bizler gerçekleri yönetenlere anlatamazsak ve çekinirsek, söz bile söyleyemezsek Parti’nin ve İktidarın yöneticileri de ülkenin güllük gülistanlık olduğunu sanacaklar ve hatalarını tekrarlamayı sürdüreceklerdir. Biz vatandaşlar sadece olumluları değil de olumsuzlukları da söyleyebilirsek o zaman ülke düzlüğü çıkacak, susarsak başımıza vurulma sırası bize de gelecek.