Dörtnala gelip uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan,
bu memleket bizim.
Nazım HİKMET/ Kuvayı Milliye Destanı
-------------
Ülkemizin düşman işgali, Yunan’ın 15 Mayıs 1919’da İzmir’e girmesiyle başladı.
Düşmanın Efzon Alayına, aynı gün ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin, bir anlamda, bu toprakların kolay işgal edilmeyeceğini anlatmıştı.
Çünkü bu topraklarda vatanını her seferinde, kanı ve canı pasına koruyacak birileri çıkar.
Antep’te, Maraş’ta işgalci Fransızlarla vuruştuk.
Urfa’dan, İngilizleri, Antalya’dan da İtalyanları kovarken, Antep’te Karayılan Efsanesini yaratan da bu milletti, bağrından Şahinbey gibi bir kahraman çıkaran da.
Maraş’ın Sütçü İmam’ı da işgale karşı direnişin bir başka sembolüdür.
Bu topraklarda yüzyıllardır çıkan isyanların dış kaynaklı olduğunu ve temelinde bütünlüğümüzü bozarak, işgal amaçlı olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz.
26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruzu, vuruşa, vuruşa 30 Ağustos 1922’de zaferle taçlandırmış ve 9 Eylül’de İzmir’de düşmanı denize dökmüştük.
Ve düşündük ki.
İşgal bitti ve heveslileri de vazgeçti.
Amasya Genelgesindeki ‘’Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır’’ ilkesiyle gidilen Sivas ve Erzurum kongrelerinde ‘Manda’ heveslilerinin sustuğunu düşünmüş olsak da, 15 Temmuz kalkışımı bize gösterdi ki, ordumuzu, başka bir ordunun emrine vermek isteyenler varmış hala.
Bugün 30 Ağustos.
‘Büyük Zafer’in 94. yılındayız.
Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye Destanında ‘’Ateşi ve ihaneti gördük’’ dediği gibi, ülkemiz Büyük Zafer’in 94. yılında hala içinde yuvalanmış hainleri temizlemek için savaşıyor.
FETÖ’cü hainler, işgal ettikleri devletin içinde oluşturdukları paralel yapı ile darbe yapmaya kalkıştılar.
Darbeye direnerek, demokrasisine sahip çıkan halkımız 240 şehit verdi.
Bir tarafta bölücüler, diğer tarafta dinci teröristler, bombalı eylemlerle, cennet vatanımızı kan gölüne çevirmek istiyorlar.
Korkmuyoruz elbette ama endişeliyiz.
Bu nedenle, yurdun dört bir yanında coşkuyla kutlamaya alıştığımız zafer kutlamalarını bu yıl yapamıyoruz
Bir yurttaş olarak guruluyum ama bir o kadar da kalbim kırık.
Oysa ‘Zafer Bayramını’ bu yıl, her zamankinden daha coşkuyla kutlamaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Onun içindir, bugün Fener Alayında olacağım.
Benim için bu da bir çeşit ‘Demokrasi Nöbetidir’.
Zafer Bayramın kutlu olsun TÜRKİYEM…..