Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için gerekli olan yüz bin imzanın tamamlanabilmesi için Samsun adliyesi önünde de toplananlar vardı.
Aylardan biri de Muharrem İnce idi.
İnce ''Neden aday oldu?'' diye eleştiriliyor biliyorsunuz.
Demokrasiye inanan biri olarak, seçimle gelinen bir göreve talip olmak adına aday olanları ''Niye aday oldun?'' diye eleştirmeyi kendime yakıştırmam.
Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden konuşacak olursak mesela...
Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için anayasamızda belirtilen özelliklere sahip herkes aday olabilir.
Bunda bir sıkıntı görmem elbette.
Ve fakat.
Bir gazeteci olarak, özellikle Muharrem İnce'nin adaylığı sürecindeki eylem ve söylemleri arasındaki çelişkileri de görmezden gelemem.
Hatırlayın.
CHP tarafından 5 yıl önce aday gösterildiğinde, katıldığı bir TV programında aday gösterildiğinde ne demişti İnce:
''Sayın Kılıçdaroğlu’na haksızlık yapamam. Ola ki kazanamadım. Sayın Genel Başkan ‘gel bana danışman ol’ derse danışman olurum, ‘yardımcı ol’ derse yardımcı olurum. Asla karşısına aday olmam. Karşısına aday olmam. Çünkü karşısına aday olduğu bir kişiyi genel cumhurbaşkanı adayı yapmışsa, ben vefalı bir insanımdır. Yanlışlarını söylerim ama. Şunlar, şunlar, şunlar yanlış derim ama kendisiyle böyle bir yarışa bir daha asla girmem.''
Bunu neden söyleme gereği duymuştu.
Çünkü kendisini Cumhurbaşkanı adayı gösteren partisinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşısında iki defa Genel Başkan Adayı olmuş ama iki seçimi de kaybetmişti.
Kemal Kılıçdaroğlu, parti içindeki rakibini Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterirken, buna çok isteklimiydi bilemem.
İnsanız, ne kadar soğukkanlı olsak da egolarımıza yeniliriz çoğu kere.
Bu nedenle İnce, adaylık sürecinde partiden destek alamadığını düşünmüş olabilir ki, bunu zaten sıklıkla dile getiriyor.
Ve fakat.
Muharrem İnce Cumhurbaşkanı adayı olmayı çok istedi biliyorsunuz.
Partililerde istediler Allah için.
Kılıçdaroğlu’da bunu gördü ve pek gönüllü olmasa da, İnce’yi partisinin adayı yapmıştı.
''Gel Muharrem'' de bu nedenle söylenmiş olabilir belki.
O seçimde yüzde 30 oy aldı Muharrem İnce.
Yüzde 51.8'le seçilen Erdoğan karşısında o seçimi de kaybetti.
İnce'nin aldığı yüzde 30 oy sadece CHP'lilerden de gelmedi.
Seçime iki gün kala, o seçimde HDP'den milletvekili seçilen ancak daha sonra istifa edip TİP'e katılan Ahmet Şık'ın ''Köprüden 'İnce' son çıkış'' şeklindeki sosyal medya mesajını hala hatırlarım.
Geniş bir kesimden destek almıştı ama günümüzdeki danslı gösterileri gibi, Samsun'dan başlattığı kampanyasındaki bisiklet şovu ile o hayati seçimi de basit göstermişti.
''Ben vefalı adamım vurgusuyla'' Kılıçdaroğlu karşısında bir daha asla aday olmayacağını söyleyen Muharrem İnce, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimde Kılıçdaroğlu’nun karşısında Cumhurbaşkanı adayı oldu bu kez.
O çok eleştirilen ''Adam kazandı'' diyerek, yenilgiyi kabul ettiği seçimden hemen sonra da CHP'de yeniden kurultay istemişti.
Yeterli imzayı toplayamadı ve o kurultay yapılmadı ama halkın zihnindeki güven algısını da olukça sarsmış oldu.
Cumhurbaşkanlığı adayları için imza toplama sürecinin ikinci günü, adliye önünden geçerken bir genç, '' Muharrem İnce, Türkiye'ye güvence'' diye slogan atıyordu.
Genç adam, Genel Başkanı'nın sahiden de Türkiye için güvence olacağına inanmış belli ki.
Ve fakat.
Erdoğan taraftarı olarak bilinen Televizyon kanalı a Haber’de, öneki gece İnce’nin adaylığını eleştirenlerin, ağır şekilde suçlandıklarını görünce ''İnce taraftarlarının aksine, AK Parti’liler, İnce’yi Erdoğan için bir güvence olarak görüyorlar galiba'' diye düşünmedim değil hani.
Öyle ya, Erdoğan taraftarları, Erdoğan’ın rakiplerinden birinin, bir başka rakibin taraftarlarınca eleştirilmesini neden yanlış bulsunlar.
Türkiye’de siyasetin yapılma biçimine şaşırmayacak kadar mesleki tecrübeye sahip olduğumu sanıyorum ama bu kadarı bana bile fazla geliyor galiba.