Yazarlar // 4 Ağustos 2016 Perşembe 00:00
Ragıp GÖKER
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nın 26. Genel Kurmay Başkanı olan İlker Başbuğ, FETÖ’cülerin ordumuzu işgal etmekte olduğunu söylediği için, düzmece belgeler ve kumpasla Silivri’ye gönderilmiş, burada uzun süre hapis yatmıştı.
Ordu içine sızan FETÖ’cü gurubun darbe hazırlığında olduğunu fark eden İlker Başbuğ, önceki akşam CNN Türk’te Ahmet Hakan’a konuşurken, herkesi tehlikenin boyutuna dikkati çekmek amacıyla ‘’Bugün bana, yarın size’’ diye uyarmaya çalıştığını ama ‘’Abartma komutan’’ diye tepki aldığını söyledi.
FETÖ’ciler darbe girişiminde bulununca, İlker Başbuğ’un, haklı çıkmaktan dolayı memnun olduğunu sanmam.
NATO içindeki en güçlü orduya sahip iki ülkeden biri olmakla övünürüz.
İçine sızan hainlerin itibarını zayıflatma çabaları nedeniyle, ordumuzla gurur duymaktan vazgeçecek değiliz elbette.
Ki;
30 yılı aşkın süredir terörle mücadele eden ordumuzun morale en çok ihtiyaç duyduğu dönemlerden geçiyoruz.
Ülkemiz bu mücadeleyi verirken, beklenmedik durumların yaşandığı güney sınırımızın tamamında ‘Kürt Devleti’ kurmak için hazırlıklar yapılıyor.
Tam bu sırada ordumuza sızmış hainler, darbe girişiminde bulunuyor ve biz bununla uğraşmak durumunda kalıyoruz.
Bir oldubittiyle karşı karşıya kalabiliriz.
Bunun için dikkatli olmak durumundayız.
Sınırlarımızdaki oldubittiye ancak güçlü bir orduyla ‘’Dur’’ diyebiliriz.
Ordumuzu FETÖ’cü hainlerden temizlemeliyiz elbette ama bunu ordumuza zarar vermeden yapmalıyız.
İlker Başbuğ, CNN Türk’teki programda, hainler temizlenirken, ordumuzun emir komuta kademesine de zarar verilmemesi gerektiğini belirtiyordu.
FETÖ’cüleri temizlemek için TSK’nın emir komuta kademesinde değişiklik yapılmasını doğru bulmayan Başbuğ, bu KHK’nin, darbe gecesi, Eskişehir Hava Üssündeki subayların, Başbakan’ın ‘’Akıncı üssünü bombalayın’’ şeklindeki sözlü emrini yerine getirmek için ‘’Emri yazılı verin’’ demelerine bağladı.
Başbakan’a hak vermekle birlikte, o gün yaşananların olağanüstü bir durumdan kaynaklandığını belirten Başbuğ, düzenlemenin bu gerekçeye bağlanmasının da doğru olmadığını söylüyor.
Başbuğ’u dinlerken, 15 Temmuz’da yaşanan kâbusun, ülkemiz için adeta ‘’Geliyorum’’ dediğini ama Cumhurbaşkanı dışında devleti yönetenlerin süreci ‘vurdumduymaz’ bir tavırda izlediklerini anlıyoruz.
Zira kendilerine, Fetullahçı gurupla ilgili istihbarı bilgi gelmediğini iddia ediyor Başbuğ.
Ordumuz FETÖ’cüler tarafından işgal edilirken istihbarat zaafı oluştuğu muhakkak.
Başbuğ, o programdaki konuşması sırasında böyle bir zaafın oluşmasında MİT’i sorumlu tutuyor.
FETÖ’cüler, ordumuzu işgal ederken, bazı komutanların olup bitenden habersiz olmalarına şaşırmakla birlikte, bu kusur, ordumuzun 150 yıllık geleneksel emir komuta yapısını değiştirmek için yeterli gerekçe midir?
Kuşkularıma rağmen, kararın hayırlı olmasını dilemekten başka çaremizin olmadığını da kabul etmek zorundayız galiba.