İktidar Kafa Karıştırmak İstiyor

Erken seçim yok deniliyor, seçimler vaktinde yapılacak deniliyor da yönetenler,  erken seçim değilse bile baskın bir seçimin yapılabileceğinin sinyalini veriyor. Seçim yasasını değiştiren iktidar seçmenin kafası karıştırmak istiyorsa da bunu bazı bölgelerde yapabilecek.

Daha önceki seçimlerde seçmenin bir bölümü kırsaldaydı, ancak şimdi önce köyler sonra da mahalle olan yerler boşalmaya başladı. Köylerde ve yüksek mahallelerde üretemeyenler ve yardımlarla geçinemeyenler kentlere göçte arıyor geleceklerini. Bunun için de seçim şekliyle oynuyor. Vatandaşın kafası karışacak mı sorusunun yanıtı şöyle:

Cemal Temel’e sormuş: Temel, birisinin kafasını karıştırmak için ne yaparsın? Temel ‘ 35 derim’ demiş. Cemal düşünmüş sonra da “Ya uşağum durduk yere niye 35 dedin? Temel verdiği cevabı açıklamış: “Bak gördün mü kafan nasıl karıştı.”

Kısacası muhalefetin öncelikle insanların kafalarını karıştırmadan yapacaklarını alenen açık açık söylemeleri gerekir. Çünkü İktidarın büyük ortağı özellikle yine vatandaşın karşısına yapılanlar veya yapılmayanlar ile değil de dini duygularla gideceğini kestirmek zor olmasa gerekir.

Bu birinci madde… İkinci madde İktidar kanadı hem Millet İttifakını hem de kendilerinden ayrılan ve parti kuranları kazana atıp karıştırmak isteyecek, hatta kötülemeye kadar gidebilir bu işler. O zaman da AK Parti “Düne kadar beraber yürümüyor muydunuz yolları” sorusuyla karşılaşabilir. İşte o sorunun yanıtını verebilmek zor olacak. İşin bir başka boyutu da, Türkiye’de bulunan kaç Suriyeliye vatandaşlık verildiği ve  bu kişilerin yapılacak seçimlerde oy kullanıp kullanamayacaklarıdır.

KALPLER KIRILDI

Bütün Türkiye’de olduğu gibi Samsun'da da iki gün süren doktorların grevi, sona erdi. Samsun Tabip Odası Başkanı Funda Furtun sağlık çalışanlarına verilen sözlerin tutulmadığına dikkati çekerek, taleplerinin karşılanması konusunda mücadelede kararlılık mesajı verdi.  Özellikle pandemi döneminde verilen sözlerin tutulmadığını belirterek, Furtun bir açıklama yaptı "Her şeye rağmen belirtmeliyiz ki ihtiyatlı tutumumuz baki” dedi.

Sonra da ilave etti: Başka ne yapacaktık ki, Ne yapmalıydık? Emeğimizi sermayenin emrine peşkeş mi çekecektik?

Bu anlayana çok büyük b ve ağır bir eleştiridir. İktidar kanadı bunu anlamış mıdır anlamamış mıdır zaman gösterecek. İşte o zaman doktorlar tavırlarını ne yana kullanacak bakalım, yaşayanlar görecek sonucu.

Doktorların statüsü ne olursa olsun, ne kadar zor şartlarda çalıştıklarını yakından biliyorum. Nasıl özveriyle hizmet verdiklerini de yaşayarak öğrendim. Başına gelmeyen bilmez, çünkü dışarıdan gazel okumak kolaydır. Bir günlük bir doktorun yanında bulunun veya o beyaz önlüğü gidip siz durun hastaların karşısında. Durun da görün başınıza neler geleceğini, nasıl sözlerle karşılaştığınızı.

Haklarını arayan doktorlara giderseniz gidin diyenlerin olduğu bir ülkede haklarını arayan tarlada, kendi işyerinde, okulda, üretimde çalışanların ne dediklerini de anlamışsınızdır. Özellikle dar gelirliler pazara her gittiklerinde karşılaştıkları yüksek fiyatları duyunca içlerinden veya seslerini yükselterek kimlerin halini hatırını sorduklarını,  sizler de görürsünüz.

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanlık var oldukça gerçeği aramak bitmeyecektir. (Laurence Sterne)