‘’Şehrinizi savunmanız iyi ama iki şehir halkını bir birine düşman edersiniz’’.
Bu sözler Dünya Gazetesinde çalıştığım yıllarda patronum olan Nezih Demirkent’e ait.
90’yı yılların başında Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİB’in kurulduğu yıllardı ve KEİB’e bir merkez aranıyordu.
Ben, ‘’KEİB’in merkezi Samsun olmalı’’ diyordum. Trabzon Bölge Temsilcisi Selahattin Gurbetli ise ‘’İlle de Trabzon’’ diye diretiyordu.
Bu konuda birkaç yazı yayınlamıştık.
‘’Sezar’ın hakkı Sezar’a’’ başlıklı bir yazımda, Samsun’da yaşayanların büyük bir bölümünü doğu Karadeniz illerinden ve özellikle de Trabzon’dan göç edenlerin oluşturduğunu, bu nedenle, o insanların Trabzon’da aradıklarını bulmaları halinde Samsun’a göç etmeyeceklerini ileri sürmüştüm.
Tepeden tırnağa gazeteci olan Rahmetli meğer yazılarımızı okurmuş.
Yurt Haberleri Müdürü Rahmetli Talat Polat’a ‘’Selahattin, Ragıp’a cevap yazacaktır, yayınlamadan önce yazıyı bana getirin’’ demiş.
Selahattin Gurbetli sahiden de o gün sıcağı sıcağına ‘’Gerçek Sezar kim’’ başlıklı bir yazı kaleme almış.
Nezih Bey, yazıyı okuyunca Selahattin’i de, beni de arayarak, yukarıdaki o sözü söyledikten sonra bizi uyarmıştı.
Patrondu ama önce gazeteciydi rahmetli.
Bize bunu söylemden de yazılarımızı yayınlamayabilirdi ama o fikir özgürlüğüne sonuna kadar inanmış bir gazeteciydi.
Bunları niye yazdım.
Birkaç gün önce, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Samsunspor efsanelerinden Kaleci Tekin’den oda parası istenmesine dair ‘’Danışmana var Kaleci Tekin’e yok’’ başlıklı yazının bir bölümünde ‘’ Trabzon şehri, Trabzonspor efsanesine koca bir stadyumun adını verirken, Samsun’da ise bir efsane için 800 liralık oda kirası mesele oluyor’’ şeklindeki ifade kullanmıştım
Yazının, önceki gün Yüksel Yıldırım tarafından da sosyal medyada paylaşılmasının ardından yapılan yorumlardan, o ifadenin yanlış anlaşıldığını düşünüyorum.
Ne benim kastım, ne de Yüksel beyin amacı Trabzon - Samsun dostluğuna zarar vermek olamaz.
Ki;
Yüksel Yıldırım’ın, böylesi bir tartışmanın ardından, Samsunspor takımının bir maça ‘’Bu şehrin çocukları Samsunsporludur’’ şeklindeki pankartla çıkmasına verdiği tepkiden, iki şehir arasındaki dostluğa verdiği önemi anlıyoruz.
Benim amacımda iki şehir halkı arasındaki dostluğa zarar vermek olamaz asla.
Şehirlerine tutku ile bağlı olmaları nedeniyle Trabzon halkına gıpta ile bakarım hatta.
Ve fakat
Samsun’daki hemşeri dernekleri kurulmasını doğru bulmam.
Hemşeri derneklerini sadece şu bakından destekleyebilirim.
Misal Rumeli dernekleri sadece folklorik ve kültürel faaliyet göstermelidir.
Keza Kafkas dernekleri de öyle.
Ataları Karaman’dan Rumeli’ye göçmüş ve oradan da mübadele ile Samsun’a yerleşmiş bir ailenin ferdi olarak ‘’Önce Samsun’’ derim.
Yıllardır ‘’Samsunlu olmak yetmez, Samsuncu olmak gerekir’’ görüşünü savunur dururum.
Kökenlerinin bağlı olduğu şehre duydukları sevgiyi anlarım ama Trabzon orijinli hemşerilerimin de benim gibi düşünmesi gerektiğine inanırım ayrıca.
Samsun gibi homojen yapıya sahip kentlerde, şehir bilincini oluşturmanın zor olduğunu kabul ederim
Ama bununla birlikte, Trabzon şehrinin, Trabzonspor efsanesi olan Şenol Güneş’i stadyuma ismini vererek onurlandırırken, Samsun’da bir Samsunspor efsanesinin barındığı huzur evindeki 800 liralık tek kişilik oda ücretinin sorun oluşturmasını anlatırken, iki şehirdeki yöneticilerin yetiştirdikleri değerlere verdiği, daha doğrusu veremediği önemi anlatmaya çalışmıştım.
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı oda ücretini mesele yapınca bunu Başkan’ın Trabzon orijinli olduğu için yapmasına bağlanmasını da doğru bulmam.