10 yıl kadar önceydi.
''İhracatta rekor kıracağız'' sloganıyla yola çıkılarak, Samsun için 5 milyar dolarlık ihracat hedefi açıklanmıştı.
Ki;
O sıralar Samsun'dan yapılan yıllık ihracat 450 milyon dolar civarındaydı.
Gerçekçi olmadığı anlaşılan o hedef, daha sonra 1 milyar dolar olarak revize edilmişti.
Doğru bir hamleydi.
Üç yıl önceydi, ilk olarak 700 milyon dolar barajı aşıldı.
Geçen yılı, 646 milyon dolarla kapatmış olsak da, bu yıl dolar kurunda iki katına varan artış, ihracatı da cazip hale getirdi.
Kasım ayı itibariyle Samsun'un ihracatı 1 milyar 136 milyar dolara ulaştı.
Bu da yüzde 75 oranında bir artışa denk geliyor aslında.
Rekor yani.
Dünya gazetesinde çalıştığım yıllarda organize ettiğimiz bölge toplantılarına katılan Rahmetli Tevfik Güngör Uras, Prof. Dr. Erdoğan Alkin gibi ekonomistlerin bölgemiz iş insanlarına üretimlerinin bir bölümünü ihracata yönlendirmelerini tavsiye ettiklerini hatırlarım.
Günümüz şartlarında üretiminin en az yüzde 30'luk bölümünü ihraç edemeyen sanayicinin zor anlar yaşayacağı konuşuluyor.
İhracat ülkemiz ekonomisi için de olmazsa olmaz bir durum olarak görülüyor.
Ülkemiz, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına denk gelen 2023 yılı için ihracat hedefi 226,6 milyar dolar olarak açıklanmıştı.
Bu yıl için belirlenen 221 milyar dolarlık ihracat hedefine yaklaşmak içinse sadece 19 milyon dolar kalmış.
Ülkemizin yaklaştığı o hedefe ulaşacağı ve hatta biraz da aşacağı anlaşılıyor.
Neyse biz dönelim Samsun'daki ihracat durumuna.
Neler ihraç etmişiz mesela.
1 milyar 136 milyon dolarlık ihracatımızın yaklaşık 220 milyon doları demir-çelik ürünleriyle demir ve çelik dışı mamullerinden oluşuyor.
Rekor kıran ihracatımızın yaklaşık üçte birlik bölümünü Yeşilyurt ailesine borçluyuz yani.
Rekor düzeydeki ihracatımızın 158 milyon 407 bin dolarlık bölümünü otomotiv endüstrisi,122 milyon dolarlık bölümünü ise hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri oluşturuyor.
Yüksek teknoloji gerektiren ürün ihraç etmekte maalesef daha çok gerilerdeyiz.
Bu türden ürünler, ihraç ürünlerimiz arasında de yok hatta.
Ruslardan aldığımız buğdaydan un satarak, ihracatta rekor kırmakla övünmek mümkün elbette ama ne kadar doğru onu da bilemedim.
İnsanlık buğdayı ilk defa Anadolu topraklarında ekmeye başlamıştı.
Ve fakat.
Şimdi ekmeğimizi çoğunluğunu Rusya'dan aldığımız buğdayla pişiriyoruz.
Rusya'dan aldığımız buğdaydan un yapıp bunu Rus'ların yanı sıra, dünyanın birçok yerindeki ülkelere satmak yerine, Kadim Anadolu'da yetiştirdiğimiz buğdaydan yaptığımız unu satsak daha iyi olmaz mı sizce de.
Yaş sebze ve meyce ihracatı yüzde 214'lük artışla rekor düzeydeki ihracatımız arasında kendi rekorunu kırmış.
Ama bu ürünlerin tamamına yakını Samsun'un bahçelerinde yetişenler değil maalesef.
Sebze ve meyveler, güney illerimizden gelip, Samsun limanından çıkıyor biliyorsunuz.
İhracat rekor kırarken, Samsun'da istihdamın önemli bölümünü sağlayan tekstil ürünlerinin ihracatı ise yüzde 73.6 oranında azalarak Samsun'un ekonomisi için alarm veriyor adeta.