Samsunspor, son üç yılda olduğu gibi bu yılda ’’O Yıl, bu yıl’’ olsun parolasıyla.
Yani şampiyonluk hesaplarıyla başladı sezona.
Samsunspor sezona Bayram Bektaş'la başlamıştı.
Ki;
Kim istendiyse alındı.
Başkan Yüksel Yıldırım, kesenin ağzını açtı ve güçlü bir kadro kuruldu.
Amaç.
İpi en önde göğüslemekti.
Şampiyonluktu amaç yani.
Ama işler ters gitti.
İstenen sonuçlar alınamadı.
Takım değiştirilemeyeceğine göre, en kısa yoldan yapılması gereken yapıldı.
Hoca değiştirildi yani.
Altıncı hafta Bayram Bektaş ile yollar ayrıldı.
Hüseyin Eroğlu geldi.
Hoş geldi sefalar getirdi.
Hüseyin Eroğlu, yetiştirdiği oyunculardan bazılarının Avrupa liglerinde boy gösterdiğine bakarsanız kariyerli bir teknik adam olarak bilinir.
Dün Samsun basınıyla tanıştı Hoca.
Maç sonu toplantılarında kendisini dinlemişliğimiz vardı ama ilk defa bu kadar geniş katılımlı bir toplantıda Samsun spor basınının sorularını cevaplarken sakin ve kendisinsen emin bir görüntü verdi.
Bu kadro onun eseri değil.
Altıncı haftada geldiği için bulduğuyla yetinmek zorunda kaldı yani.
Ve fakat.
O da biliyor ki, kendisinden beklenen bir başarı var ve o başarı Süper Lig’e çıkmaktır.
Samsunspor’un hedefi her sene olduğu gibi bu sene de şampiyon olmaktır.
Başka hiçbir sonuç kabul edilmeyecektir.
‘’Bu derede bu kadar balık tutulur’’ deme şansı yok yani onu söylemek istiyorum.
Hüseyin Eroğlu da, toplantı sırasında sık sık hedefin şampiyonluk olduğunu dillendiriyordu.
Şunu da belirtmek isterim ki, bizim Selçuk Kaya’nın da sorusunda belirttiği gibi, Hüseyin Eroğlu’nun takıma elinin dediği anlaşılıyor.
Altı haftalık periyotta, takımın koşu mesafeleri artarak, ligin ortalama koşu mesafeleri yakalanmış.
Koşu mesafeleriyle ilgili rakamlar, göreceli kavramlar olarak değerlendirilebilir elbette.
Netice itibariyle futbol, sonuç odaklı bir oyundur.
Haticeye değil, neticeye bakılır yani.
Ve fakat.
Koşmadan da maç kazanılmaz.
Takım direnci yakalanamaz.