istanbul sex shop casino siteleri istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama baker depolama
Hukuk, Tarım Lisesini Kurtarır Mı
Yazarlar // 25 Ağustos 2014 Pazartesi 00:00

Ragıp GÖKER

‘’İbadethaneler tolumun ihtiyacıdır, bunu biliyoruz, ama burada yapılacak caminin toplumun ihtiyacı olmadığını biliyoruz. Ve ayrıca planların kamu yararı taşıması gerektiğine inanıyoruz’’ böyle diyor Mimarlar Odası Samsun Şubesi Başkanı İshak Memişoğlu ve Protokol Caminin Tarım Lisesinin olduğu alanda yapılma kararı ile ilgili planının kamu yararı taşımadığını söylüyor.
‘’Cami yapılmasına karşı değiliz, ama oraya yapmak doğru değil’’ diye söylemekten bizim de dilimizde tüy bitti.
Sanırım ilk defa Müftü söyledi.
‘’Samsun’a bir Protokol Camii gerekli’’ diye.
Ki; biz Büyük Caminin bu görevi yaptığına inanırız.
Hal böyleyken Samsun’da 10 bin kişinin aynı zamanda ibadet edebileceği büyük bir caminin yapılma isteği de doğru ve haklı bir taleptir.
Böyle bir camiyi Samsun’da görmeyi ben de çok ama çok isterim.
‘Protokol Camii’
Adı yanlış ama kulağa hoş geliyor.
Müftü Bey bunu söyleyince siyasetçilerin bu fırsatı kaçırması düşünülemezdi.
Bu zamane siyasetçilerinin tarihten ders almadıklarını zaten biliyorduk ama en azından mevzu cami olunca atalarımızın yaptıklarından ders alabileceğini umut etmiştik.
Ama nafile.
Zamane siyasetçilerinin en kolay yaptıkları şey işin kolayına kaçmak oluyor.
Buna da ‘’Pratik çözüm üretiyoruz’’ diyorlar.
Bizi kandırdıklarını sanıyorlar ama aslında kendilerini kandırıyorlar.
Osmanlı cami yapmak için şehrin tepelerini seçmiş.
Onlar da yapılan hizmetin herkes tarafından görünmesini istemiştirler elbet ama şehri de düşünmüşler.
Cami projesi Büyükşehir Belediye Meclisinde gündeme gelince zamanın Atakum Belediye Başkanı Metin Burma Atakum’un tepelerini önermişti.
Bir öneri de İlkadım Eski Belediye Başkanı Necattin Demirtaş’tan gelmişti
Necattin Bey cami yeri için Ruh ve Sinir Hastanesinin olduğu alanı önermişti.
Ne de güzel olurdu.
Atalarımız yaşadıkları şehrin siluetini bozmamışlar hiçbir vakit. ‘’Yaptıklarım görünsün’’ diye insanların yaşadıkları şehrin önüne liman inşa ederek kent halkının denizle irtibatını kesmemişler mesela.
‘’Olimpik havuz yapıyoruz’’ diyerek Atakum gibi bir yere ucube dikmemişler.
Bizim zamane siyasetçilerinin bu cami yaptırma isteği de ‘Üzüm yemekten çok bağcıyı dövmek’ gibi bir durum oluşturmuş.
Mimarlar, şehir plancıları, ilçe belediye başkanları ve dahi bazı gazetecilerin de aralarında bulunduğu birçok şehir ileri geleni, ‘’Yapmak istediğiniz şey doğru değil, hukuka da uymuyor’’ demiş olmalarına rağmen camiyi gözlerine ilk kestirdikleri yer olan Atakum’un girişinde kurulu Tarım Lisesinin olduğu yere yapmak istemişler.
Allah’tan bu şehrin, şehri babalarının çiftliği gibi görüp öyle kullanmak isteyen siyasetçilere karşı çıkabilecek yürekliliği gösteren insanları da var.
‘’Biz bu şehrin asıl sahipleriyiz’’ deme yürekliliğini gösteren o insanlar, ’’Ben yaparım olur, ben ne diyorsam doğru o dur’’ inancındaki şehir yöneticilerine karşı başlattıkları mücadeleyi sürdürüyorlar.
‘’Git camiyi başka bir yere yap, okulumuza da dokunma’’ diyerek başlatılan bir mücadele var biliyorsunuz.
Çocukların da dahil olduğu o direnişe rağmen Tarım Lisesi boşaltılmıştı.
Mahkeme kararını beklemeden ‘’Dediğim dedik, çaldığım düdük’’ anlayışıyla kazmayı vurmaya hazırlanıyor bazıları.
Mimarlar Odası Samsun Şubesi de caminin oraya yapılmasını doğru bulmayan kurumlardan.
Bir hukuk mücadelesi başlattılar.
Büyükşehir Belediye Meclisinde kabul edilen cami projesi ile ilgili plan Mimarlar Odası Samsun Şubesi tarafından daha önce mahkemeye taşınmıştı
Mahkemenin bilirkişi raporu istediğini biliyorduk.
İshak Memişoğlu mahkemeye gelen ilk bilirkişi raporunun projenin uygun olmadığını belirtmesi üzerine Büyükşehir Belediyesinin itirazıyla mahkeme tarafından başka bir bilirkişi heyeti oluşturulduğunu ancak, bu bilirkişi raporunun da caminin oraya yapılmasının uygun olmadığı şeklinde görüş bildirdiğini belirtiyor.
Mahkemeler böyle durumlarda karar verirken genellikle bilirkişi raporlarını esas alırlar.
İshak Memişoğlu, bu bilirkişi raporu doğrultusunda mahkemenin cami projesini iptal edeceğini söylüyor.
Şimdi ne olacak?
Yani mahkeme ‘’Camiyi oraya yapamazsın’’ derse yani.
Olması gereken şudur:
Tarım Lisesi kurtulur.
Okul çocuklara geri verilir.
Sizce böyle olur mu?
Hiç sanmıyorum.
Uzun bir zamandır benim şehrimde hukuku, guguk gibi görenler var.
Ve ne yazık ki böyle düşünenler kendilerini bu şehrin sahibi zannediyorlar.
Bu nedenle olması gerekeni söylemek yerine olacak olanı yazalım.
Bu kararın etrafından dolanılacaktır.
Yeni bir düzenlemeyle camiyi oraya yapmanın başka türlü yolları aranacak.
Örnek 1:
Saathane Projesi.
Örnek 2:
Sahil Yolu Projesi.