Yazarlar // 13 Haziran 2016 Pazartesi 00:00
Ragıp GÖKER
Fatih Terim, bu maçı rövanş olarak görmediğini söylemişti.
Ve fakat
Hırvat'lar öyle düşünmemiş.
Dünü 2008'in rövanşı olarak görmüşler.
Hırvat takımı her hattıyla bizden üstündü bunu kabul etmeliyiz.
Milli takımımız ise dün Paris'te tel tel döküldü.
Yıldızımız, umudumuz Arda bile sahada uyur gezer gibiydi desek haksız sayılmayız.
İlk yarıyı gol yemden bitirmeyi planlamış bir görüntü veriyordu millilerimiz.
Ama 41. dakikada gelen gol bütün planlarımızı alt üst etti.
Gol de ''Geliyorum'' demişti aslında.
Defansımızdan dönen bütün topları Hırvat takımı topladı.
Takımın birinci bölgesiyle ikinci bölgesi arasında derin boşluklar vardı.
Bu nedenle de millilerimiz çok pas yapıyor gibi görünse de top rakipteyken, hiç etkili
olamadık.
Hücum bölgesine etkili top atmadık.
Sprinter oyuncu eksikliğini bu maçta fazlasıyla hissettik.
Terim'in Volkan şen hamlesi de bu soruna çözüm olmadı.
Burak Yılmaz ve Emre Mor oyuna girdikten sonra rakip ceza alanında etkili gibi
görünsek de, bu aslında Hırvat Milli takımının skoru koruma düşüncesiyle geriye
yaslanması nedeniyle olmuştur.
Kötü oynadık.
O talihsiz golü yememiş olsak kazanabilir miydik,
Sanmam ama Ozan, ilk yarıda yakaladığımız o pozisyonda golü atsa en azından bir
puan çıkarabilirdik.
Takımımız zor bir İspanya maçı oynayacak, takımımızın toparlanacağını, İspanya ve
Çek Cumhuriyeti maçlarından bizi ikinci tura taşıyacak puanları çıkaracağına
inanıyorum.
Biz bitti demeden bitmez çünkü.