Yalı Kafe yıkıldı.
Atakum’u CHP kazanınca, Samsun Büyükşehir Belediyesi, mülkiyeti iller bankasından önce il Özel İdaresine, sonra da Büyükşehir’e geçen Yalı Kafe’nin bulunduğu alana, Millet Kıraathanesi yapılması kararlaştırılmıştı.
Büyükşehir Belediye Meclisi, millet kıraathanesi yapmak için karar almıştı ama sonradan sahil tarafında sadece iki cami bulunduğu gerekçesiyle o alana cami yapılması kararlaştırıldı.
Kıraathane olacağına, cami olsun elbette.
Ve fakat.
Deniz kenarına kurulmuş şehirlerin, sayfiye yeri olarak bilinen yerlerinde, halkın topluca vakit geçirebilecekleri yerler korunurken ve dahi yenileri yapılırken, Samsun’da var olanın yıkılması biraz garip bir durum olmuş.
Yalı Kafe, Samsun halkının belediyenin sosyal hizmetlerinden yararlanabileceği en uygun alanlardan biriydi.
Sosyal sınıfın her kesiminden insan hizmet alıyordu.
Madem yıkıldı soruyorum.
Atakum’u CHP değil de AK Parti kazansaydı yine de yıkacak mıydınız?
Hiç sanmam.
Ki;
Böyle bir projesi yoktu Büyükşehir’in.
Bir öç alma anlayışının sonucudur Yalı Kafe’nin yıkılmasına dair karar.
‘’Millet kıraathanesi yapacağız’’ dediler.
Sonra birisi, ‘’Sahilde cami yok’’ dedi.
Kararı, cami yapmak şeklinde değiştirdiler.
Hal böyle olunca, amacın bir şey yapmak değil, yıkmak olmadığı da anlaşılmıştı.
‘’Sahil de cami yok’’ dedi ya birisi.
Buna karşın ‘’İyi ama sahil tarafında okul da yok’’ demedi kimse.
Sahilde yok belki ama Atakum’da yolun hemen karşısında yeter sayıda okul da var cami de.
Ve fakat.
Bunda değilim.
Büyükşehir’in amacı sahiden de cami yapmak olsa bu kararı alkışlardım.
Vallahi alkışlardım, billahi alkışlardım.
Yıkım kararında da cami yapmak yoktu zaten.
Ki;
Yıkım kararı cami yapmak için alınsaydı zaten kimseden de itiraz gelmezdi sanırım.
Atakum sahiline cami kötü mü olur.
Asla.
Yakışır aksine.
Bu arada hani cumhuriyetin ilkeleri falan tartışılıyor ya şu sıralar.
Belediyelerimizin cami yapması gibi hizmetlerini de cumhuriyete borçlu olduğumuzu unutuyoruz.
Süleymaniye, Sultanahmet gibi abidelerimiz var ya.
Osmanlı’dan miras.
‘’Selâtin camii’’ dediklerimiz hani.
Sultanlar yani, padişahlar ve paşalar, kendi keselerinden yaptırmışlar hepsini.
Bir de cemaatler.
Devlet ve kurumları yaptırmamış hiçbir ibadethaneyi
Halktan toplanan paralarla yaptırılmış her biri.
Kıymetini bilmek lazım yani cumhuriyetin.