limanbet limanbet bonus veren siteler bonus veren siteler bonus veren siteler istanbul evden eve nakliyat cappadocia green tour istanbul sex shop jojobet giriş jojobet casino siteleri nakliyat istanbul evden eve nakliyat istanbul eşya depolama
Hepimizin Başı Sağolsun
Yazarlar // 6 Eylül 2014 Cumartesi 00:00

İsmail BAŞARAN

Bu yazıyı yazmak benim için gerçekten zor.

Haberi aldığım dakikadan itibaren ne yaptığımı bile bilen birisi değilim.

Sosyal paylaşım sitesinde “Suavi Kaptan Hakk’ın rahmetine kavuştu.. Cenazesi..” diye notu gördüğümde ciddi şekilde sarsıldım.

Gözlerim buğulandı önce, sonrası ise malum.

Yıllar geçti gözlerimin önünden.

Yıllar yıllar önce Trabzon’da 1070 veya 1971 yılı mıydı ne Bayraktar Gazetesi’ni çıkarıyorduk.

Av. Kemal Yılmaz Bayraktar’ın sahibi olduğu gazetede Faruk Ata ile birlikte çalışıyorduk.

Rahmetli Salim Kaptan Trabzon’da Hür Dağıtım’ın gazetelerini dağıtıyordu.

Kardeşi Suavi Kaptan da askerden yeni gelmiş ve Trabzon’da abisinin yanında işi götürmeye başlamıştı.

Önce Güyandın Gazetesi’nin Trabzon muhabirliğini yapmaya başlamıştı.

O sırada da Trabzonspor’un karşılaşmalarını izlemek için Bayraktar ailesine katılmıştı kendisi.

Sonrasında Hürriyet Haber Ajansı Trabzon temsilciliği vardı.

Bu arada evlilik…

O günü dün gibi hatırlıyorum.

Bahse girmiştik kendisiyle.

Garip bir resim çekecektim.

Ben çekeceğimi Suavi abi ise o pozu yakalayamayacağımı söylüyordu.

Eline almış mendili kıymetli eşi yanında sandalyelerde oturuyorlardı. Suavi abi başlamıştı elindeki mendili sallayıp kendisine serinlik yapmaya.

İşte tam o sırada basmıştım deklanşöre…

Yıllarca o anıyı anlattık durduk hep.

 

XXX

 

Yıllar geçerken Suavi Kaptan Hürriyet’ten sonra Anadolu Ajansının Trabzon Bürosunun kurucu Müdürlüğüne getirildi.

Buradaki başarılı çalışmalarını ilde ve bölgede bilmeyen yoktur sanırım.

Arkadaşlarımızın hepsi de tanıktır buna.

Trabzon’dan İstanbul’a uzandı yolu.

Burada Anadolu Ajansının Bölge Müdürlüğü’nün ardından Mehmet Ali Yılmaz’ın sahibi olduğu Güneş Gazetesi’nin Genel Yayın Müdürlüğü geldi.

Ardından yeniden Anadolu Ajansı Kadıköy Bürosu…

 

XXX

 

Ve o kötü hastalık.

O dağ gibi adam hastalanmıştı.

Ameliyatlar ve buz gibi ameliyat mermerleri de yıkamamıştı kendisini.

En azından morali yerindeydi…

Her gitmemizde uğrardık kendisine.

Sadece bir kez, sadece bir kez gittiğimde uğramamıştım.

Avni Demir, Ragıp Göker ve diğer gazeteci arkadaşlar vardı yanımızda.

Olmamıştı, gidememiştik işte…

 

XXX

 

Haberi alan Ragıp Göker aramış ve “Bizden adam olmaz abi” demişti.

Evet Suavi abi, adamlık yapamadık o zaman gelemedik, kusura bakma emi…

 

 

XXX

 

Şükrü Kaya Kıyak, Ayhan Kıyak, Ömer Güner, Orhan Kaynar, Mehmet Tan…

Taha nice büyük ve küçüklerimiz.

Hepsi göçtüler bu dünyadan…

Bu işin sırası yok, kimin zamanı gelirse gidiyor.

Suavi Abi’nin zamanı gelmiş demek.

 

XXX

 

Ne zor iş şu sevdiklerinin ardından yazı yazmak.

Biliyorum hiçbir şeye benzemedi.

Benzemedi ancak sanırım derdimi anlatabildim.

Anlatamadımsa da affet Suavi Abi…

Az mı kahrımızı çektin, biliyorum yine affedeceksin.

İnanıyorum, ben de geldiğimde görüşeceğiz orada…

Rahat uyu emi…

Hepimizin başı sağolsun…