Süper Lig'de her maç zordur bilirim.
Maç, 11 yıl aradan sonra döndüğü Süper Lig'de seyircisi önündeki ilk maçına çıkan Samsunspor için de zor geçecektir ama Fenerbahçe için de zor bir maç olacaktır.
En azından benim beklentim böyleydi.
''Üç Büyükler'' olarak bilinen GS. FB ve BJK takımlarıyla baş etmek mütevazi bütçeli Anadolu takımları için kolay değil biliyorum ama Pendikspor’un, önceki akşam yaşattığı sürpriz gibi bir sürpriz neden olmasın düşüncesiyle geldim 19 Mayıs'a.
Samsun'da ''Arkayı Fenerleyin'' mottosunu Türkiye'ye ezberleten o efsanevi kadronun 4-0’lık Fenerbahçe maçlarını yazma şansına erişmiş ender gazetecilerdenim.
İtiraf etmeliyim ki, Samsunspor'un tarihi bir zaferinin hikayesini yazma beklentisi vardı bende doğal olarak.
Dzeko'lu, Tadic'li, Cengiz Ünder'li ve Fred’li bu takımı yenmek zor biliyorum ama Fenerbahçe'nin en iyi, kendisinin de en kötü olduğu sezon da ve hatta küme düşerken bile yapmışsa bunu Samsunspor, neden şimdi yapmasın değil mi?
Hayaller böyle.
Ya gerçekler!
Maça iyi başlayan taraf Samsunspor'du aslında.
Fofana'nın ortasında Lauro topa kafasını uzatabilse maçın ilk dakikalarında öne geçen taraf Samsunspor olurdu.
Sonra Nitcham'ın şutunda top kaleye yönelse, Fenerbahçe daha Samsunspor ceza sahasını göremeden Samsunspor skoru 2-0 yapabilirdi.
Olmadı.
Olmayınca da işin rengi değişti haliyle.
15. dakikadan itibaren topla daha fazla oynayan takım Fenerbahçe oldu.
Samsunspor bekledi haliyle.
Hızlı oyuncuları Lauro ve Fofana'ya atılacak toplarla kontra atak kovaladı.
Samsunspor'un 3-5-2 dizilişiyle oynadığı bilinir ama Fofana bile sol kanat savunucusu Marc Bola'ya yardıma geliyordu.
Keza Kingsler Shindler de Zeki Yavru'nun kademesine gelmek zorunda kalıyordu.
Fener takımı üstümüze gelmeye başlayınca Oliver Nitcham ve Emre Kılınç, Taylan Antalyalı'ya yakın oynamaya başladılar, bu durumda üçü de Fener ataklarını durdurmaya çalışınca Samsunspor'un orta alandaki pas alış verişi olmadı, böylece olgun atak da üretilemedi, Samsunspor'un Fener kalesine gitmek için tek şansı Fofana ve ve Lauora'ya atılacak sürpriz toplardaydı.
Fener takımı İsmail Yüksek, Mert Hakan Yandaş, Ferdi Kadıoğlu ve Fred'ile müthiş bir orta alan baskısı uygulayarak, Samsunspor'un çıkmasına izin vermedi.
Fenerbahçe Cengiz Ünder ve Dusan Tadic gibi ara pas atan ayaklarına rağmen, Golü daha çok, Edin Dzeko'ya atılan yüksek toplarla aradı.
İlk yarıdaki en etkili pozisyonlarını da böyle ürettiler zaten.
Maçın ikinci yarısı da, ilk yarının kopyası gibi başladı.
Önce Samsunspor, Lauro'yla gole yaklaştı.
Ardından Fenerbahçe golle burun buruna kaldı ama Fred altı pasta topu üsten dışarı attı.
Fenerbahçe'nin orta alanda uyguladığı pres, nihayet 62. dakikada sonuç verdi.
Bu dakikada Samsunspor defansının, maç boyunca yapmaya çalıştığı gibi yine rast gele uzaklaştırılmak istediği topla buluşan Cengiz Ünder'in Edin Dzeko'nun kafasına indirdiği topun Samsunspor ağlarına gitmesi zor olmadı.
Dzeko için kafasına indirilen topları gol yapmak zaten zor değil, bütün zor liglerde bu türden çok gol attığını biliyoruz elbette ama Samsunspor gerek maçın başında ve gerekse ilk yarı başlarken dişini birkaç kez açıkçası gösterdiği Fenerbahçe karşısında bu kadar çabuk pes etmesini ve mahkum oynamasını da beklemiyordum.
''İyi ama bir Fener'in kadrosuna, bir de Samsunspor'un mütevazı kadrosuna'' bak diyeceksiniz biliyorum.
Sebastian Szymanski bile yedek soyunduğu oyuna maçın sonlarında girdi.
90+ 9’da da Fenerbahçe’nin ikinci golünü atan oyuncu oldu.
Elbette iki takım arasında güç ve kalite dengesini kabul ediyorum ama dün geceki Samsunspor'un, bir hafta önce Sivas takımı karşısında yediği gole isyan ederek direnen Samsunspor'u arattığını söylemeliyim.