Yazarlar // 28 Ekim 2013 Pazartesi 00:00
İsmail BAŞARAN
1977 senesinde Samsun’a atanıp göreve başladığımda barajlarla, daha doğrusu baraj yapımıyla tanışmıştım.
Çarşamba’da Yeşilırmak’ın üzerinde Hasan Uğurlu ve Suat Uğurlu barajları yapılıyordu. İnşaat ilerlediği için baraj gölü altında kalacak köylerde yaşayan vatandaşların bir başka yerde iskânları sağlanmıştı.
Ardından Bafra’da Kızılırmak üzerinde iki baraj yapımına başlandı. Derbent ve Altınkaya barajları yapılıyordu.
Baraj gölü altında kalan yurttaşlarımızın iskânları Hatay’da gerçekleştiriliyordu.
Vezirköprü ilçesinden gidenler vardı, hatta törenler bile düzenleniyordu bu gidişler için.
O törenlerden birine belki bir kaçına katılmıştım.
Türkiye’nin çeşitli noktalarında baraj gölü altında kalan köylerden iskânlar hep Hatay’a yapılıyordu.
Neden?
XXX
Birinci Dünya Savaşından sonra Hatay bir Cumhuriyet olarak ortada kalmıştı.
1838 yılında da Hatay’da bir halk oylaması yapılmış ve bu il Türkiye’ye iltihak etmişti.
Bu iltihakın süresi 2038 yılında bitiyor mu?
Yani yüz yıllık bir durum ortadan kalkacak mı?
Hayat yeniden bağımsız bir Cumhuriyet mi olacak?
Suriye’ye mi iltihak edecek?
Yoksa Türkiye’de mi kalacak?
2038 yılında burada bir halk oylaması yeniden yapılacak mı?
XXX
Yıllarca iskânların yapıldığı Hatay topraklarında, Türklerin lehine gelişen durum değişiyor mu veya değiştirilmek mi isteniliyor?
Son zamanlardaki olaylar gerçekten ne için çıkıyor ve neden Hatay?
Reyhanlı’da patlamalar oluyor insanlar ölüyor ve bir bölümü de terk ediyor?
Bu güne kadar terk edenlerin sayısı kaça yükseldi?
Terk edenlerin yerlerine kimler geldi?
Hatay’da yerleşik nüfusun yapısı değişti mi?
XXX
Bu Suriye oyununun sonunda Türkiye, Hatay’a mı kaybedecek?
XXX
Hatırlayalım:
Oyun bittiğinde şah ve piyon aynı kutuya konulur…
GÜNÜN FIKRASI
Temel otobüs yolculuğu sırasında mola yerinde inerek tuvalete gitmiş. Tuvalete girdikten kısa süre sonra, yan tuvaletten bir ses gelmiş:
- Merhaba!
Temel bu sesi duyunca önce ne yapacağını şaşırmış, sonra gayri ihtiyari "Merhaba" demek zorunda kalmış.
Hemen ardından:
- Nasılsın? diye ses gelmiş.
Temel yine şaşırıp muhabbete devam etmiş.
- İyiyim teşekkür ederim siz nasilsinuz?
Yan tuvaletten cevap gelmiş:
- Ne yapıyorsun? Bu soruyu duyan Temel, soruyu soranın o an ne yaptığını tahmin edeceğini düşünerek konuyu dağıtmak için:
- Trabzon’dan İzmir’e cideyrum demiş. Ya siz?
Yan kabinden sinirli ses tonu ile cevap gelmiş:
- Aşkım şimdi telefonu kapatmak zorundayım. Yan tuvalette adamın biri var, sana sorduğum soruları cevaplıyor.
GÜNÜN SÖZÜ
Eğitim, her zaman sahibini peşinden takip eden bir servettir.
DUVAR YAZISI
Konferanslarda ön sıralara oturmayın uyuyamazsınız!