Futbolcu eskisi Ahmet Dursun sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, Almanya'da salatalığın 2.99 Euro'ya yani 50 liraya, domatesin de 72 lira karşılığında 4,49 Euro'ya satıldığını belirterek, ''Almanya'da hayat ne kadar ucuz değil mi?'' diyerek ironik bir yaklaşımda bulunmuş.
Almanya'da domates biber ve de hıyar, bizim pazar yerlerinde satılandan görece pahalıdır onu biliyoruz.
Mesela dün Taflan pazarında hıyar 10, domates 14, taze fasulye (çalı fasulyesi) 30 liradan satılıyordu.
Bu fiyatlara bakınca ''Almanya yaşanılacak yer değil'' diye düşünebiliriz elbette.
Acaba öyle mi?
Almanya'nın yüzölçümü 357.588 km² imiş, bizim yüzölçümümüzün yarısından daha az yani.
Ve fakat.
Almanya topraklarının yarıya yakınında tarım yapılabiliyor ve tarımsal üretimden 50 milyar Euro'yu aşan gelir ede edilebiliyor.
Türkiye'nin ise karasal büyüklüğünün yaklaşık yüzde 31,1'ini tarım alanları oluşturuyor.
Bu tarım alanlarının da yaklaşık yüzde 66'sında tahıl ve diğer bitkisel ürünler yetiştirilirken, tarım alanlarımızın her yıl yaklaşık yüzde 26'sı nadasa ise bırakılıyor.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan verilere göre, Türkiye de tarımsal milli gelir 2002 yılında 37 milyar TL iken, 2019 yılsonu itibariyle 275 milyar TL’ye yükselmiş.
Dünkü kur itibariyle tarımsal gelirimizin döviz cinsinden karşılığı 17 milyar 334 milyon Euro ediyor yani.
Almanya’nın tarım geliri 50 milyar Euro'nun üstünde olduğu düşünüldüğünde daha çok çalışmamız ve üretmemiz gerektiğini söylemeliyim.
Almanya’nın sanayi üretimindeki durumunu da ülkemizin sanayisi ile karşılaştırmanın moralimizi ne kadar bozacağından, o verileri burada yayınlamayayım dilerseniz.
Almanya'da sebze meyve ve dahi ev kiraları da görece bizden daha pahalı onu biliyoruz.
Almanya'da asgari ücret bin 621 Euro ama.
Ülkemizde ise Asgari ücret, dünkü kur itibariyle 268 Euro dolayındaydı.
Almanya'daki asgari ücretin 6 katından daha az yani.
Kaldı ki Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre Türkiye’de 2020 yılında kayıtlı çalışanların yüzde 42’si asgari ücretle çalışıyor.
Almanya'da ise bu oranın yüzde 6.6 olduğu biliniyor.
Yine 2020 yılı verilerine göre Almanya'da kişi başına düşen milli gelir 55 bin 220 dolar iken, yine 2020 verilerine göre ülkemizde kişi başına düşen milli gelir ise 8 bin 538 dolar olmuş.
2021 yılında ise yüzde 11 oranında büyüyen ülkemizde kişi başına milli gelirin 9 bin 539 dolara ulaştığını bliyoruz.
Bu da şu demek aslında Alman vatandaşı Hans'ın milli gelirden aldığı pay, benim milli gelirden aldığı payın 6 katı kadar oluyor.
Ve fakat.
Durum böyleyken
Benim ülkemde bir zamanlar karı-koca çalışan bir ailenin alabileceği bir otomobil yaklaşık 900 bin liraya, yani yaklaşık 49 bin Euro'ya satılırken benim milli gelirden aldığım paydan 6 kat daha fazla olan Hans ise o otomobili 49 bin dolara, hatta birz daha ucuza alabiliyor.
Türkiye'de 49 bin Euro karşılığındaki 900 bin liralık arabanın yarı fiyatına araba almak mümkün elbette.
Ve fakat.
Yeni otomobilin yarı fiyatına alınacak bu araba ancak ya ikinci el olabiliyor, ya da yeni otomobillerde bulunan güvenlik donanımlarından yoksun oluyor.
Eee bu durumda ben de sormak isterim haliyle.
Hans'ın canı can da.
Benim ki patlıcan mı kardeşim..