Halktan Korkmamalı

Yazarlar // 1 Ekim 2021 Cuma 09:07

İsmail BAŞARAN

Vezirköprü’de halkın ayaklanıp Belediye Binasını basmasının ardından gözler Samsun’un merkezine çevrildi. Vezirköprü Belediye Başkanı Sadık Ediz halkla bir araya gelip sorunları çözmek yerine görsel bir açıklama yapmakla yetindi. Eğer bir belediye başkanı vatandaşıyla bir araya gelip konuyu tartışamıyor veya kendi görüşlerini açıklayamıyorsa o konuda belediyeyi suçlayan halk haklı demektir.
Sayın Edis acaba neden görsel bir konuşma ile halkı bilgilendirmek yolunu seçti de halkın arasına katılıp kendileriyle birebir konuşmaktan ve görüşmekten çekindi?

KORUYUCU MELEĞİNİZ VAR MI?
Temel, bir gün İstanbul'a gitmek ister. Otobüs terminaline varır. Tam bilet almak üzere iken omzuna bir el dokunur: “Bu otobüse binme, kaza geçirecek!” Temel, “Adamın bir bildiği vardır” diye düşünür ve bilet almaktan vazgeçer. Akşam haberlerde o otobüsün kaza yaptığını duyar. Temel, otobüse binmediği için Allah'a şükreder. Ertesi gün uçakla gitmeye karar verir. Hava yolları terminaline gider. Yine tam bilet alacağı sırada, aynı el omzuna dokunur: “Bu uçağa binme, kaza yapacak.”
Temel “Hayırdır inşallah!” diye mırıldanarak uçağa bilet almaktan da vazgeçer. Akşam haberlerde uçağın da kaza yaptığını duyar. Tanımadığı bu adama dualar eder ve Allah'a şükreder.
Ertesi günü, “Bari gemiyle gideyim!” diye düşünür ve bilet almak için deniz yolları terminaline gider. Hayret! Yine o adamı görür. Adam yine, yolculuktan vazgeçmesini söyler ona...
Temel dayanamaz: “Sen kimsin?” “Senin koruyucu meleğinim.”
Temel bunu duyunca, bütün kuvvetiyle adama bağırır: “Madem koruyucu meleğimsin, yirmi yıl önce Fadime'yle evlenirken neredeydin?” Bu fıkrayı okuyunca Türkiye’de yaşayanların bir koruyucu meleği olup olmadığını düşündüm. Sahi Türkiye’nin bir koruyucu meleği var mı?
Hiç sanmıyorum. Eğer koruyucu meleğimiz olsaydı son 20 yıldır ülkeyi yönetenlere izin vermezdi veya bizlere izin vermememizi öğütlerdi.
Ya bir koruyucu melek bulacağız Türkiye’yi içine düştüğü kuyudan çıkarmak için veya hepimiz kendimizin meleği olacak ve bizleri içinde bulunduğumuz kuyudan çıkaracak bir iktidar bulacağız. Koca Cumhurbaşkanımız ABD’ye gidiyor orada araç filosuyla geziyor ancak dişe dokunur bir olumlu olay gerçekleşmiyor. Koca Cumhurbaşkanımız Rusya’ya gidiyor. Putin kendisini Moskova yerine yazlık sarayında karşılıyor ve ağırlıyor kısaca seninle devlet işlerini ancak yazlıkta konuşabiliriz demeye getiriyor.
Türkiye ne yapmalı? Ülkemizi hakarete varan aşağılayıcı duruma düşürenlere bundan sonra ödün vermemeli. Tabi bizler Boğazlar sözleşmesini ortadan kaldıracak ve ABD donanmasına Karadeniz’e açılma olanağı sağlayacak kanal peşinde koşarsanız başınıza daha çok taş düşebilir.

ALACAĞINI İSTEMEK SUÇ MU?
"Kimse benden daha fazla Samsunsporlu olamaz. Bugüne kadar çalıştığım hiçbir takımdan hak etmediğim hiçbir günün parasını almadım" ifadelerini kullanan Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam, yaklaşık 22 milyon TL'lik alacağı için Samsunspor A.Ş.'yi mahkemeye verdi.
Buyurun buradan yakın. Adam alacağını varsa ister tabi, yoksa vermezsiniz.
Eğer Samsunspor bu davayı kaybederse kaybetmiş olan Samsunspor mu olacak borsu Samsunspor mu ödeyecek yoksa YILPORT A.Ş. Samsunspor mu ödeyecek?
Borcun ödenmesi durumunda Samsunspor’un bu durumu şirkete yazılmalıdır ve Samsunspor bu durumdan sorumlu tutulmamalıdır. Çünkü Samsunspor bir ilin takımıdır, YILPORT Samsunspor A.Ş. ise bir şirketin takımıdır. Ertuğrul Sağlam da Samsunspor’u değil YILPORT SAMSUNSPOR A.AŞ’yi mahkemeye vermiştir.

GÜNÜN SÖZÜ
İnsanoğlunun değeri bir kesirle ifade edilecek olursa; payı gerçek kişiliğini gösterir, paydası da kendisini ne zannettiğini, payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür. (TOLSTOY)